Altın kafese koydular beni doğduğumda
İncik boncuklar attılar önüme
Gökkuşağının içinden geçirdiler
Işıl ışıl l ışıldayayım diye
Ay ışığından dökme saçlarımla
Renkli rüyalarda
Sonsuzluğa uçmak isterdim sevginle
Oysa ki kara bir mizah gibi
Sadece acıtarak güldürüyorsun içimi
Duygularım hep havada kalıyor
İpe dizilmis bulut artığı
Sahipsiz çamaşırlar gibi
İncitmez oldu
Hareli sevişmelerin
Buhar rengi gidişlerin
Yağmur kokusuyla dönüşlerin
Gönlümün küçük pencerelerini
Aşk geçirmez yaptım
Kristal annelerden doğmuş
Mutluluklar astım perde niyetine
Kederli karanlığınla
İçeriye süzülüp ruhuma sızma diye
Benim her aşkım bir kitap yazar
Bazen bir kitaba iki uç aşk sığar
Her yapraginda
Kırık dökük sevişmelerin
Geri dönülmez incinmelerin
Bahar gülüşlerine denk düşen
İzdüsümleri rakseder
Kuşlu kadının kuşu olup
Uçmak isterken etle kemik
Eldivenle parmak dünyalara
Yere çakilan bir meleğin
Sonsuzluğa uzanan
Ölümsüz kanatlari olur düşlerim
İlmek ilmek dokunmuş
Menevişli
Ruhsal kapanimda
Hep şekersiz sokak cocuklarından
Darbe alırım ben
Tuzaklar kurarlar geleceğime
Kirli avuclarına
Sığmaz olur kanatlarım
Onarmak isterken onların
Çizik hayatlarını
Minicik kuş sapanlarıyla
Acımasızca vururlar umutlarımı
Aşığım derken beni
İdam ederler gölgeli aşklarında
Yine de giyerim prenses elbiselerimi
Kirlenmis kanatlarimi toplarim
Çamurlu yaralardan
Vururum kendimi enginliğime
Uçurtma kanatları bırakırım onlara
Ölmeye yatmis sokak cocukları
Oynasınlar sevinsinler diye
Kayıt Tarihi : 14.5.2010 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)