Benim sevgilim bir ağustos çiçeğidir
Ve şeydalar ülkesinin yalnız çöl gelinciğidir
Tuhaf uğuldayan her rüzgâr sonrası
Dökülen kan yağmurlarında
İster istemez sırılsıklamdır
Yediveren hüznün gökkuşağı altında...
Sevgilim bir sahra kadar tenhadır
Bir parmağıyla beşiğini salıyor
Akşamüstü uyanan depremlerin
Karamsar düşlerin kan-revan arenasında
Uykusuz
Ve huzursuz...
O’ki bir bulut kadar üzüntülüdür şimdi
Göğüsleriyle toprak emziriyor üstelik
Dalgın sulara dökülüyor kırılgan sureti
Bir nisan gibi sulusepkendir - gözleri hun-ab
Gözlerinin kıyısında yıldızlar çocuklaştıkça
Kırlangıçların yuvasına anason bırakıyor gece
||
Ve ben başı dik bir uçurumdayım
Hicranlı yıldızlar ülkesinde
Tan vaktinde ağrılı bir şiirin
İntihar sinmiş en haklı hüznündeyim
Bırakalım diyorum öpsün gamzelerimizi yağmur
Dökülsün pirinç taneleri kirpiklerimizden
Hüznümüze bulansın taşları kirleten çamur
Ve düşecekse düşsün artık adımız
Yüreklerimizin ayrılık gündeminden
Rüzgârlarla çok oldu bir sokak kadar iç içeyiz
Tıpkı vakitsiz dökülen yapraklar gibi
Çok tenha iklimlerin arka avlusundayız
Olsun
Dolsun yüz çiziklerimize rüzgâr
Artık korkmak yok!
Zira ürküyor dev dalgalı ölüm denizi
Toprağın hayat bulduğu nemli gözlerimizden
Kayıt Tarihi : 6.1.2011 17:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!