Son zamanlarda - daha doğrusu son birkaç haftadır - bazı tv programlarına kulak misafiri oldum. Genelde tv ile aram pek iyi değildir. tv programlarının bu kadar yürekler acısı olduğunu daha iyi anladım. Hele gündüz kuşağındaki programlar! Allah düşman başına vermesin.
Her önüne gelen show yapar olmuş. Ya da sabah programı. Adı da “Bilmem Kim Show”. Ya da “Falancayla Sabah Sabah.” gibi. Program için bir ön hazırlık, araştırma, inceleme, prova gerekmiyor.(Birkaçını tenzih ederim.) Aklınıza gelen herkes show yapabilir. Ben, siz, o, herkes.
Program yapanların her biri tutabildiğini getiriyor stüdyoya. Örneğin, tesadüf bu ya(!) , albümü o gün piyasaya çıkmış bir sanatçı. Konuş konuş konuş. Daldan, doruktan....Fındık kabuğunu doldurmayacak konular.........Birkaç tane de şarkı, tamam işte. Alın size show, ya da sabah programı vs.
Sunucular – nasıl diyeyim - Allahlık! Bilgi, görgü, kültür, düzgün konuşma vs. aramayın hiç. Bozuk bir Türkçe, yanlış vurgular, yanlış mimikler. Hiç önemli değil bunlar.Ya cesur(!) bir manken olacaksınız, ya bir sansasyon yaratmış olacaksınız, ya da birkaç tane uyduruk şarkı içeren kasetiniz olacak. İşte bunlar yeterli, show yapmak için. Ya da bu iş gerekli başka şeyler var da, ben bilmiyorum.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman