Kültablam dolmuş
İçtiğim sensizlik şarabıyla
Bir masa
Bir minder var yanımda
Birde sensizliğin açık kimliği
Gülüyor,oturmuş karşımda
Kuşlara gülmeyi unutmuştum çoktandır
Acı bir türkü vardı dilimde
Acı bir karanlık sensiz bu şehirde
Soğuk ve sıcak günlerde
Pembe bir buluta binmiştim
Derin mavide gözlerim
Her şey karışır,seni özleyince
Bulutlar kararmayı unutur..
Damla,damla yağmur olmayı
Nehirlere su salmayı,
Sevgiliye yol almayı,
Şimdi yokluğunun hüznü
Dokundu sessizliğime
Sen diye sarıldığım yastık
Uykusuz gecelerimde
Daha bir ıslak, göz yaşlarım
Daha bir fazla acırken, canım
Kimler gelip,kimler göçtü,öbür yana
Hey insanoğlu, dönüp’ te,bir bak sana
Kimi fakir,kimi,zengindi, amma
Şimdi,hepsi toprakta inan yan,yana
Kimi mala,mülke tapıp,çok geç ayıldı
Uzanmış yatıyor sahil gözlerimde
Bir derin mavi özlemin zinciriyle
Sevmek kaçıncı saatçi tiktağı
Askılı köstek akrebi zehiri dilinde
Sekmelerin kaçıncı bana sana ısabeti
Hangi bahardı ıslandığımız
Top yökün döndü mevsim
Sen uykucu perim peşi sıra
İstanbul kar,fırtına
Sen geldiğin gün yağan bendim
Bulutlanıp,sine, sine
Göz yaşmarım indirdiğim
Sarhoşum
İstanbul sarhoş
Bu sabah
Kızkulesi sarhoş gözlerim
Boynum eyri
Eyfel kulesi
Zülüfün düşmüşte suya
Akıp gidiyor unutma
Tel dediğin bir tutam saç
Bir ömür yok satıyor
Geçen yıllar ardı sıra
Üzümün sapı
Kaç kış geçmeli,yüreğimin üstünden
Kaç kış.?
Isınmak için yeniden
Kaç bahar geçmeli
Özlemin üstünden
bu kadar güzel şiirlerin okunmaması bir kayıp