KÂMİL ÇAKIR
1968 yılında Trabzon’un Of ilçesi Bölümlü köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, Orta ve Lise eğitimini Trabzon İmam Hatip lisesinde tamamladı. 1986 yılında Giresun’un Tirebolu ilçesinde bir yıl İmam-Hatiplik yaptı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdikten sonra İstanbul’da ticari hayata başladı. 1997 yılında askere gitti. Kısa dönem askerlikten sonra Milli Eğitimde iki yıl öğretmenlik yaptı. 2001 yılında siyasi hayatı başladı.2004-2014 yılları arasında iki dönem İstanbul İl Genel Meclis Üyeliği yaptı. Çeşitl ...
Peygamber mührü sende, toprağın Harem’e eş
Yeryüzünde sen varsın, gökyüzündeyse güneş.
Burcu burcu tüllenir, kokar erguvanların
Gece rüyalarıma akar şadırvanların
Dalgaların sesleri nakarattır şarkına
Sana aşık olmayan varamaz ki farkına
İnleyen bir namedir semasında bu şehrin
Yılarca hiç bitmeyen yazımdır Ayasofya
Tersine çevrilince akıntısı bu nehrin
Seksen yıldır dinmeyen sızımdır Ayasofya
Beş yüz yıl minarenden ezan eksik olmadı
Benliğim kaybolmuşken eşiğinde bir sırrın
Hep kendimle boğuştum tezatların içinde
Çıkmazında kayboldum delice dönen asrın
Kurtuluşu aradım, “nasıl” da ve “niçin” de.
Sahtece mutluluklar saçarken etrafıma
Dinle bülbül dinle ah-u zarımı
Bana sen ol sırdaş, hem dermanım ol
Dipsize uzanan zindanlarımı
Gülistana çevir, bul bana bir yol
Eziyor zamanın dönen çarkları
Sen cemiyet mimarı ilk mektep ilk yuvasın.
Sen peygamber annesi Amine’sin Havva’sın.
Kız iken, zevce iken Cennete vesilesin
Veliler halkasından mücevher silsilesin
Cemre düştü gönlüme, kapladı hazan beni
Sinede bin bir şüphe, öldürür bu zan beni.
Tutsak oldum gönlümün bitmeyen emeline
Bağrımda ateş yanar, eritir volkan beni.
Görüyorum sahtekar, riyakar bakışları
Doğrular baş tacımdır, yıpratır yalan beni.
Bir tabiat gizlidir gülün yapraklarında
İncecik duruşuyla güneşe meydan okur.
Bir lügat gömülüdür, yaprak aralarında
En katı gönüllere silinmez nakış dokur.
Gelinler gibi süsler gülü yeşil yapraklar.
Irmak olsun gözyaşım boşa geçen günlere
Sineme ateş basıp dağlamak istiyorum.
İstemem hiç bir sırdaş güvenim yok serlere
Gönlümü Hakk’a verip ağlamak istiyorum.
O kadar çok günahım var ki hadsiz hudutsuz
Bu hicran ruhuma rahat vermezken
Bin bir name döken ney neye yarar
Kuruyan dudaklar çatlamak üzre
Deryalar avutmaz çay neye yarar
Daha dün gibiydi taze sımsıcak
Yine bütün anılar canlandı geldi dile
Yaşlarım iplik iplik döküldü gözlerimden
Utandım diyemedim derdimi dosta bile
Sır oldu umutlarım söküldü gözlerimden
Gizli bir el güneşi götürdü serinlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!