Masanın başında her geçen gün büyüyen bir kambur
İsyan etmedi 1 yıl boyunca ona ayrılan küçücük alana
Yorgun düştü bedeni her gece saat 10.30’da
Ve kamburunu daha da büyültüp sindi kendi içine
Sinebildiği kadar
Sonra ne gördüğünü bilemediğim rüyalara daldı
Belki ders, belki günlük telaş, belki müzik
Zamanı geriye alsan hangi anılarını değiştirmek isterdin?
Sorusuna cevap vereceğim yanıtlardan birisin.
Henüz kamburumuzun çıkmadığı ve Ellerimizin küçük olduğu zamanlardan bir anı
Küçük elime, elimden büyük bir bıçak tutuşturmuşum
İçimdeki şeytan savurmuş bıçağı
Dilinde binbir ölüm tehdidiyle
Elim küçük, boyum küçük, bir o kadar da kalbim küçük
Yoksa neden öldürmek isteyeyim ki seni?
Örümcek , yükseklik ya da karanlık değil benim fobim
Öfkeden ve öfkeden doğan ölümlerden ölesiye korkarım.
Ama ne hikmetse o gün öfkem korkumu yenmiş.
Üstelik yalnız bıçak değil, bir sandalye bir tabure de tutuşturmuşum elime alelacele.
Sanki dönüşü olmayan bir savaşa gidercesine.
Sandalyeyi silahım bilmişim, seni de düşmanım.
Ve içimdeki şeytan merhametimi yutmuş olmalı ki
1-2-3 belki de daha fazla kez, peş peşine
İndirmişim sırtına sandalyeyi
Hiç acımadan.
Ve belki de kamburun o günden sonra oluşmuş.
Benim de içimdeki şeytan boyumu aşmış.
Hayatının kamburu olduğum için özür dilerim
Ve o ana asla dönüp düzeltemeyeceğim için de.
Belki sen unuttun, üzerinden 1 çocukluk yaşı daha geçti.
Unutmuşsundur değil mi?
Ama ben unutmadım.
Kendimi de asla affetmedim, Affetmeyeceğim.
Ama ne olur sen affet.
Çocuk muydum şeytan mı bilmiyorum.
Ama artık ikisi de değilim, yemin ederim.
Tamam belki biraz çocuk olabilirim.
Bana anlatmak istediğin şeyleri de sırtladığın ve hiçbir zaman seni dinlemediğim için
Onları sana yük yaptığım için de özür dilerim.
Hiçbir zaman iyi bir abla olamadım.
Hiçbir sorunun yanıtı bende yoktur
Başkalarına zamanım boldur ama
Ne hikmetse sana gelince her zaman işim vardır.
Seni birçok şeyi tek başına halletmek zorunda bıraktığım için de özür dilerim.
X ve Y ekseniydik sonuçta dikleşmeden yapamazdık.
Ama ortak bir noktada birleştiğimiz de aşikar.
O tek bir noktanın verdiği mutluluğu anlatamam.
Seninle tek bir noktada buluşup bir şeyler konuştukça, bir şeyler yaptıkça
Günahlarımdan arınıyormuşum gibi hissediyorum.
Seni hiçbir zaman mat edemediğim için de özür dilerim.
Üstelik bunu sana ben yapalım demişken.
Ne çok şey diyorum ve ne çok şey yapmıyorum.
Yapmadığım her şey için beni affet.
Ama en çok da yaptığım şeyler için affet.
Kayıt Tarihi : 27.4.2021 00:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rumeysa Ekinci](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/04/27/kambur-37.jpg)
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (2)