Ek mesai yaptım bugün sahaflarda.
Onarılmış
ve tıkış tıkış
binlerce kitap dolu raflarda
bir sözcük aradım:
Senin olan,
sana dair
ve seninle dolan
bir sözcük.
Sonunda
buldum da.
Bazı kitaplarda çizilmişti altı bazı satırların
rasgele ve elle.
Bazıları ise öylesine düzgündü ki
elle değil de sanki çizilmişti cetvelle!
Düzeltilmiş olsa da
büküktü bazı sayfaların sağ üst köşeleri.
Neydi o sayfalara anlam katan?
O, yaşlı sayfalarda yatan
olaylar mı
yoksa o olayları yaşayanlar mı?
Birini aklayan,
diğeri için nefreti saklayan
geçmiş miydi sararan bükük sayfalar?
Yırtık sayfalar da vardı bazı kitaplarda tek tük.
Yok edebilmiş miydi beyin
yırtanın
ilintili yırtık yaşantısını?
Bir kitap buldum:
Adı, “Dost İhtiyar.”
Arka sayfasında “fiyatı beş kuruş” yazılı,
ikinci sayfasında ise
elle yazılmış şu yazı var:
“Kamburunu
kanguru
gibi taşıyan ben!”
Ve tarih ve imza.
Başka söze gerek var mı?
Var diyorsan yanıtla:
Atmayan yürek anlar mı?
Kayıt Tarihi : 14.6.2008 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Lâlen
TÜM YORUMLAR (1)