1966 yılında Tokat'tn Artova İlçesi Poyrazalan Köyü'nde dünyaya geldi, Dünyaya gelişi, dünyada varoluşu kadar
ilginç, anası orakların başlama zamanı doğurmuş, bir sabah
tarlaya gitmek için hazırlandığında köyün ebesi yolda önünü kesmiş
-Bu gün tarlaya gitme yavrum sen doğum yapacaksın
bir erkek oğlun olacak adını Kamber koyacaksın yoksa yaşamayacak demiş.
Bunun üzerine yoldan geri dönen annesi bir kaç saat sonra doğum yapmış ebenin rüyasında gördüğü ismi koymuşlar.
Aradan yıllar geçmiş okul zamanı gelmiş ancak hala nüfus kağıdı yokmuş gurbetten gelen babası beş çocuğunu da tek kalemde nüfusa yazdırmış ancak hiç birinin doğum tarihini hatırlayamıyormuş.her neyse hepsini de 01.01 diye kayda almış muhterem katip.
aynı köyde ilkokulu 4 yılda bitirip, orta ve lise eğitimi için istanbul'a yelken açmış
Hayatın acımasız dişlileri arasında çalışarak okurken lise 1. sınıfta ömrünün en acı olayaını yaşar babacığı rahmetli olmuştur, gölgesinde yaşayacakları çınar ağacı ''Çİlekeş Anne''cikleridir.
1988 Yılında Üsküdar Ticaret Meslek Lisesini bitirdi
2009 Yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi
Muhasebe Bölümü Lisansüstü Eğitimini tamamladı.
2011 Yılında A.Ü İktisat Fakültesi İşletme Bölümünü Bitirdi.
2012 Yılı Gelir Uzmanlığını Kazandı
2014 Yılında İ.G.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı
1990 yılında bir kamu kurumuna girer.
1993 yılında Sevda Hanımla evlenir
1994 yılında Hüseyin adında bir oğlu dünyaya gelir.
2002 yılında Semina Gülayda adında kızları olur
hayatın, onlara en büyük lutfudur çocukları
yaşam devam etmektedir.
ESERLERİ: KAR BONCUKLARI Gündüz yayınevi-ankara
Satış.Ankara Gündüz Yayınevi ve anlaşmalı kırtasiyeler
İstanbul: Kitapstore.com
Eserleri
Kar Boncukları Şiir Kitabı
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!