küçük bir çocuktum ben
esmer manidar ve zayıf
o zamanlar
resmederdim aklımda kelimeleri
imge nedir
ahenk nedir bilmezdim
içimde kıvılcımlar uçarken
karanlığı aklımla aydınlatarak
çekip üstüme kirpiklerimi
saklanırdım bir kağıda
üstelik
nur nedir
ışık nedir hiç bilmezdim
daha küçük
ve hatta daha masumken
yaşım ya dört
ya da beş
genellikle geceleri kıpırtısıyla hayallerimin
ellerinde kocaman taşlarla
kapkara bir gölge halinde
bana saldıracak gibisinden hep
gökte allahı gördüğümü zannederdim
ve korkardım
eve koşar adımlarla giderek
saklanıp kuytulara
hiç demezdim anne o kim
ve susar öyle büyürdüm
biraz büyüdüm
ülkede kriz vardı
ben ise bunu
ekonomi nedir bilmezken
babamın gözlerinde hissederdim
annemin buzdolabında yaptığı buzları
koyup su şişelerine
pazar pazarlarında terli adamlara
küçük bardağı elli bin
büyük bardağı yüz bine
doldurup tiksintiyle soğuk su satardım
zaman geçip giderken
göç ettik şehirdeki evimizden
artık benim için
daha farklıydı geçip gittiğimiz yollar
an be an uzaklaşırken
bambaşka gözüküyordu
şehrin fıtratından uzak
sade yeşil ve temiz
yuvasında yılan besleyen topraklar
mektepler tatil olduğu zaman
o sıcak gök çatının yaktığı
köyümüzün tek minareli camisinde
başlayıp yazın kuran kursuna
daha sonraları
benim için büyük önem arz edecek
onun adının ilk harfi
elifle
işte ilk o zaman tanıştım
belki de allaha ulaşmak hicretim
azizleşerek kalbimde
işte ilk o zaman başladı
yıllar böyle ardarda geçerken
bir gün rüyamda can verip
kaldığım yatılının kaldırımlarında
cehenneme doğru yürürken
zoraki adımlarla
içimde bir pişmanlıkla yaptıklarımın
uyanarak ansızın uykumdan
allahı bulma yolumdan saptığımı anladım
sonrasında
uyanıp geceleri rabbin dergahına
sızlayarak hep genç yaşımdan
bana kendini buldur allahım
diyerek yalvarıp
kendimi o büyük ateşlerde
hiç acımadan yakardım
yaşım on altıydı
o zamanlar bir gonca kızın
aldanıp suretine arzularımdan
saflık zannederek sevgi denen şeyi
daha tazecik hislerimi kullanarak
şiir yazmaya
işte ilk o zaman başladım
bir döngünün rahminde ben
doğurarak kendimi ona
hissederek vicdanımın şeytanını
anladım aşık olmak nedir
ve bir şiir niçin yazılır
işte ilk o zaman anladım
lakin baş edemedim
toydum daha bu duygulardan
sevmek nedir
ne için sevilir bilmeyerek
ve korkarak gelecek kaygısından
zannettim bu bana bir cezadır
var olduğunu bildiğim ama hala bulamadığım
içimde yeşeren o allahtan
üniversiteyi kazandım daha sonra
hep istediğim edebiyat okumak düşüncesiyle
çankırının tuzlu topraklarına
işte ilk adımımı o zaman attım
lakin dondurarak hayallerimi bir zaman
kendimi anlamak için
vazgeçip tüm varlık ve yokluklardan
şeytanıda alarak yanıma
başka bir yola çıkarak
belkide günah denen olgunluğu
en çok o zaman yaşayarak
günah nedir
ve nasıl yapılır
işte en çok o zaman anladım
geri döndüğümde bulduğum
kırgın bir babaydı bu yolculuktan
ses çıkarmadım
düşerek yoluna tahsilimin
kaderi belki severek
ya da nefret ederek beni buluş şeklinden
belki de artık hiç istemeyerek
o tuzlu şehrin kapısından
yeniden adımımı atarak
ben kimim
ve ne için buradayım sorularının
cevabını öğrenmek için
sonunda okula başladım
işte hikmeti zamanın
ben kendi kendime çamurlarken kalbimi
hatta en dibindeyken çöküşümün
o tuttu elimden
gösterip bana doğruyu
yıkımımın zedelenmişliğini onarıp
olmak istemediğim yerde beni olduran
keskin bir kılıçla kafamı koparıp
bana yeni bir baş koyan
işte oydu
hep aradığımı yıllarca
beklemediğim zamanda bana kavuşturan
biliyorum onu bulanlar
pınarlarını kabartarak imanlarının
boğulmadan karşısına geçenlerdir
biliyorum onu bulanlar
şu dünya denen
zindanlığı kendine has esaretten
tadına vararak kulluğun
onunla kendini kurtaranlardır
ve ben
ilk onu tanıyıp
kendini elifle doğrultan
ilk önce la'sıyla karşılaşarak tevhidin
sonunda ona ermek şerefini
kalbinde büyüterek
kendini karşı kıyıya vuracak olan
hala bedeninde günahının izini
elbiseler altında saklayıp
ruhunu arşın kıyısına dayayan adam
işte ben
vuslatına uçmak için allahın
bir çift toprakla
takıp kanatlarını ruhuna
şiirlerini dua edip yoluna
ve işte ben
vazgeçip tüm dünya karanlığından
artık allahtan
yalnızca allah isteyen adam
hamdolsun
Kayıt Tarihi : 26.12.2018 01:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!