Kalk Kur'an'a Kıyam Et!

Hak nebinin dediği; bet tavırlar zuhurda!
Bozuldukça bozuldu, pür şer oldu şu beşer.
Mutlak olur dediği, şer olaylar zahirde!
Bida’ya dalan insler, türlü dalalla şaşar.

“Kıyamet-i alamet; âlimlerin şaşması! ”
Bir enesi uğruna, çok haddini aşması!
Saika-ı gururla, rüsvalığa düşmesi!
Etti aynen tahakkuk, çokları böyle yaşar”

“Tercih eder dünyayı; ahirete bilerek! ”
Terk eder ittikayı, yeni fetva bularak!
Zarar eder birçoğu, camı elmas sanarak!
Fani dünya uğruna, bilerek nara düşer.

Helak eder kimini, çağdaş(!) olan ev halkı!
“Modadır” diye diye, yedirirler çok haltı!
Hoşgörülü(!) hocacık, her naneye münhal ki(!)
Evlad-ı ayal için, bilerek od’a koşar!

Üç beş alkış uğruna; arka çıkar iblis’e!
Tahir(!) deyip onaylar, fetva verir en pise.
Eder böyle tahakkuk, kıyametlik hadise!
Şu şaşıran insanlık, hızla helak’e koşar.

Amirler rüşvet alır, kayırır haksızları!
Ederler Per perişan, oğlanları kızları.
Haksız bir kazanç için, ağlatır öksüzleri!
Hapse düşen beyleri, çaresiz eşler boşar!

Mazlumun sesi çıkmaz, çıksada duyan olmaz!
Kapkaççı şişler onu, kanını yuyan olmaz!
Zulümle abad olan, elbette felah bulmaz!
Böyle berbat bir dünya,sanmayın fazla yaşar!

Asır mariz, kul mariz, yakın gibi kıyamet!
Ekserle zuhur etti, bahsedilen alamet.
Yeter artık ey beşer, kalk kur’an’a kıyam et!
Ondaki formül ile def olur her türlü şer!

04.10.2007.İzmir.