adı türban da olsa ve benzer aynı görselliğe
eğer görevli isem bir memuriyette
veya bir memuriyette tesadüfen ziyaret ise
kalıplaşmış düşünceyi kıyafetli kardeşlerime
her rastladıkça elimi uzatmayacağım
sessiz bir selamlaşma sorumluluğumdur…
ulus varlığı kardeşliktir, kalıp basmacılığı değil …
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
içtenlikleriniz dolu yorumlarınıza saygım dolu teşekkürlerimi sunuyor, o ellerinizden, metaneti sağlığı ile duyarlığa betimleyen yüreğinizden öpüyorum. Ve bu kadar yıllar hep türü ile oluşanların tekrarı oluşmaması için, borçların artışı körüklenmeden, geride boynu bükük duran bu kadar sorunlar varken, aklı, fikri yormanın tuzağından kurtuluşun düşüncelerde başlayacak amacına dirilmek ve sağlıklı bir hayırla çalışmaları ileriye taşıyabilecek var oluş emeğine hep soyunmuşumdur, bütün ve olabildiği kadarıyla yeteneğimi, samimiyetimi güzel ve dürüstlüğe hep yönlendirmeye inançla, vatan varlığı ve bütünlüğüne hep titrek yürekle bir bilinç varlığımı hep sağlıklı uyanışlarla, varsın en azı olsun maddi veya görsel kişi varlığımla ama sevgiyi en yüksek becerebildiğim düzeyde taşımaya heyecan ve duygularımı koruyarak bir yaşamdır, takdirle uygulamaya hep özenimi de yine titrek yüreğimle, yürütebilme gücüm ve direncime saygım olmuştur. Bu niyet ve diyetle emeğinizin bu güzelliğine teşekkür ediyorum.
Laiklik, Anayasa, Vatan sınırları konumunda tehlikenin doruğundayız, ilk verilecek emek düşünceye yücelmek, düşünebilmeyi birlikte başarabilmektir, bu tehlike doruğu ile düşünceye gem vurma zamanı değil. Halkımız düşünmeye ve konuşabilmeye kusursuzca bilgilenmeye yüreklendirilmeli. Hep teselli olamayacaktır hep güzel dileklerde bulunmak, 'zaman kaybı yaratılmamalı' konusunu en güzel değerleriyle benimsediğimiz, ancak bunu iki ayrı deneyişlerle anlatıyoruz birlikte.
Titrek yüreğim en az bir endişeyi hissediyorsa, boş ver be canım diyebilmem için çarpmıyor o varlığını, bu saygı aşkına hep duyarlığımı koruyacağım, taa ki bu güzel dileklerimiz tehlike çanlarını, imdat sirenlerini aşıncaya kadar ve hep gönlümüzdedir, hiç gücü azalmadan duruyor el ele bir birliğimizin o içtenlik güzelliği... ara sıra sarsıtılma tuzağına düşüyor sadece... Hep niyaz ettim, hep niyaz ediyorum ve edeceğim yüce Allah'ımdan, bir birlik, kardeşlik bütünlüğü olan ulus varlığımıza sağlığını koruyabilme anlayış ve bilinci yüreğimizde taşıyabilenler olabilmeye, takdiri ve ihsanını... yüreğinize sağlık, ellerinize sağlık, hürmetlerim dolu selamlarımla çok değerli saygın düşünürümüz Dr. İrfan Yılmaz bey.
Bence bu konu yıllardır istismar edildi. Bu konu kişisel hak ve özgürlükler zemininde kendiliğinden ve kalıcı olarak çözülür.
Hiç kimsenin başı açılmaya veya kapanmaya zorlanmamalıdır. Buna kişinin kendisi hür iradesi ile karar verebilmelidir. Kişinin tercihi ne olursa olsun saygılı davranmalıdır. Eğer biz kendimiz saygı görmek istiyorsak önce biz başkasına saygılı davranmalıyız ki, bize de saygılı davranılmasını beklemeye hakkımız olsun.
Kimsenin ne layikliği ne de milli kıyafetlerimizi istismar etmeye hakkı yoktur.
Cumhuriyetin değerleri ve halkımızın tercihi siyasetin emellerine malzeme edilmemelidir. Gereksiz tartışmalarla vakit kaybedildiği inancını taşıyorum.
Ülkemizin çağdaş dünyada layık olduğu yeri alabilmesi için sonuç getirmeyecek kısır çatışmalar ve yapay gündemler yerine; El ele vererek bilgi çağında hak ettiğimiz yeri almalyız Bunun yolu bi biriyle didişmekten değil el birliği ile çok çalışmaktan geçiyor.
Bizden sonra gelecek kuşaklara Borçsuz bir ülke bırakabilmeliyiz. Gelecek nesillere sağlam bir demokrasi sanayileşmiş bir toplum Yarınına güvenle bakan bir toplum bırakabilmeliyiz.
Başını kapatmış, yok ayağıını açmış,... tartışmaları arasında ülkenin katlanarak artan dış borcunu kimsenin gördiüğü yok.
Yeterli bilgi ile donatılmadığından işsiz kalan binlerce üniversite mezununa kimsenin aldırdığı yok
Sanki toplumun üzerine ölü toprağı serpilmiş. Her kes gözünü televizyona dikmiş kısa yoldan şöhret olma hayali peşinde. Toplumun törpülenen ahlaki değerlerini. kimse tınmıyor bile.
Bu güzel ülke ve bu güzel ülkenin güzel insanları Mutlu yaşamayı en az gelişmiş ülkelerin insanları kadar hakkediyor.
Bir lokmaya binlerce şükür sunan necip halkım her şeyin en güzeline layıktır.
Gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün el ele vererek çok çalışmak günüdür. Gün tartışma ve atışma günü değil gün, gönül seferberliği günüdür.Gün ülkemizi kalkındırmak ve haklkımızı mutlu yaşatmak için dış borç batağından kurtulma günüdür. Gün gençlerimize iş olanakları sağlama günüdür. Gün topyekün kalkınma hamlesini başlatma günüdür.
Milletin başı ve ayağı ile uğraşmanın kısır döngüsünden bize bir fayda yoktur. Vatandaşım nasıl giyinmesi gerektiğini herkesten daha iyi bilir. Bunun için kimseden bir icazetine halkımın ihtiyacı yoktur. Elinde icazet belgesi ile dolaşanlar kendi işine baksın.
Yüksek ahlâk timsali fedakar Anadolu insanını kimse kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlemeye kalkmasın. Benim vatandaşım bu oyunlara gelmez. Geçmişte de gelmedi bugun de gelmez yarın da gelmeyecektir.
Bu ülkeye deli gömleği biçenlerin hevesleri kursaklarında kalacağı gibi toplumun üzerine ölü toprağı serpiştirenler de emellerine ulaşamayacaklardır.
Geçmişi hatırlayın:
Kardeşi kardeşe sağ -sol kamplaşması ile düşman edenler, Alevi - sünnî ayrımcılığı ülke insanını bir birine kırdıranlar... şimdi de Lâik - Antilâik kamplaşmasını hazırlayıp yeni Çatışmasının zemini hazırlamakla meşgul olup bunun sinsi planlarının detayları ile uğraşıyorlar.
Bir an için düşünüyorum:
Mekanı cennet olsun benim rahmetli annemin başındaki örtünün kime ne zararı vardı?..
Şu an öğretmen olup binlerce öğrenci yetiştiren kızımın başı açık diye kime ne zararı var?
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz.
Bence bu konu yıllardır istismar edildi. Bu konu kişisel hak ve özgürlükler zemininde kendiliğinden ve kalıcı olarak çözülür.
Hiç kimsenin başı açılmaya veya kapanmaya zorlanmamalıdır. Buna kişinin kendisi hür iradesi ile karar verebilmelidir. Kişinin tercihi ne olursa olsun saygılı davranmalıdır. Eğer biz kendimiz saygı görmek istiyorsak önce biz başkasına saygılı davranmalıyız ki, bize de saygılı davranılmasını beklemeye hakkımız olsun.
Kimsenin ne layikliği ne de milli kıyafetlerimizi istismar etmeye hakkı yoktur.
Cumhuriyetin değerleri ve halkımızın tercihi siyasetin emellerine malzeme edilmemelidir. Gereksiz tartışmalarla vakit kaybedildiği inancını taşıyorum.
Ülkemizin çağdaş dünyada layık olduğu yeri alabilmesi için sonuç getirmeyecek kısır çatışmalar ve yapay gündemler yerine; El ele vererek bilgi çağında hak ettiğimiz yeri almalyız Bunun yolu bi biriyle didişmekten değil el birliği ile çok çalışmaktan geçiyor.
Bizden sonra gelecek kuşaklara Borçsuz bir ülke bırakabilmeliyiz. Gelecek nesillere sağlam bir demokrasi sanayileşmiş bir toplum Yarınına güvenle bakan bir toplum bırakabilmeliyiz.
Başını kapatmış, yok ayağıını açmış,... tartışmaları arasında ülkenin katlanarak artan dış borcunu kimsenin gördiüğü yok.
Yeterli bilgi ile donatılmadığından işsiz kalan binlerce üniversite mezununa kimsenin aldırdığı yok
Sanki toplumun üzerine ölü toprağı serpilmiş. Her kes gözünü televizyona dikmiş kısa yoldan şöhret olma hayali peşinde. Toplumun törpülenen ahlaki değerlerini. kimse tınmıyor bile.
Bu güzel ülke ve bu güzel ülkenin güzel insanları Mutlu yaşamayı en az gelişmiş ülkelerin insanları kadar hakkediyor.
Bir lokmaya binlerce şükür sunan necip halkım her şeyin en güzeline layıktır.
Gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün el ele vererek çok çalışmak günüdür. Gün tartışma ve atışma günü değil gün, gönül seferberliği günüdür.Gün ülkemizi kalkındırmak ve haklkımızı mutlu yaşatmak için dış borç batağından kurtulma günüdür. Gün gençlerimize iş olanakları sağlama günüdür. Gün topyekün kalkınma hamlesini başlatma günüdür.
Milletin başı ve ayağı ile uğraşmanın kısır döngüsünden bize bir fayda yoktur. Vatandaşım nasıl giyinmesi gerektiğini herkesten daha iyi bilir. Bunun için kimseden bir icazetine halkımın ihtiyacı yoktur. Elinde icazet belgesi ile dolaşanlar kendi işine baksın.
Yüksek ahlâk timsali fedakar Anadolu insanını kimse kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlemeye kalkmasın. Benim vatandaşım bu oyunlara gelmez. Geçmişte de gelmedi bugun de gelmez yarın da gelmeyecektir.
Bu ülkeye deli gömleği biçenlerin hevesleri kursaklarında kalacağı gibi toplumun üzerine ölü toprağı serpiştirenler de emellerine ulaşamayacaklardır.
Geçmişi hatırlayın:
Kardeşi kardeşe sağ -sol kamplaşması ile düşman edenler, Alevi - sünnî ayrımcılığı ülke insanını bir birine kırdıranlar... şimdi de Lâik - Antilâik kamplaşmasını hazırlayıp yeni Çatışmasının zemini hazırlamakla meşgul olup bunun sinsi planlarının detayları ile uğraşıyorlar.
Bir an için düşünüyorum:
Mekanı cennet olsun benim rahmetli annemin başındaki örtünün kime ne zararı vardı?..
Şu an öğretmen olup binlerce öğrenci yetiştiren kızımın başı açık diye kime ne zararı var?
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz.
bu yorum beni olağanüstü güzel etkiledi... bu kadar düşünce ayrışmasına rağmen, bu güzel düşüncenin onuru hakkına, buradan da teşekkür ediyorum sayın değerli Şairimiz Yusuf Ziya Karahasanoğlu beyefendiye :
teşekkür ediyorum, bakın bu doğru işte... ölünce beni yıkayacak o elleri doğduğum gün öpmeye başladım... ama haklısınız, bu tesadüf ile, ne yapayım, ahrette öpeceğim o elleri, başka şansım yok ki... hayret, bu gelmedi hiç aklıma, sağolun... Allah orucunuzu, namazınızı ziyadesiyle kabul buyursun... tekrar, sağolun, Allah razı olsun bu değerli hatırlatmaya... dünyalara değer bu güzelliğe sevgi duygumu unutmayacağım... çok beğendim efendim... hayırlı akşamlar, hayırlı ramazan bereketi dileğimle
sevgilerim, saygılarımla
Eğer onlar sizin uzattığınız eli sıkarlarsa Yevmül Mahşer günü onlardan davacı olacağım.Siz elinizi ne zannediyorsunuz? Sakın uzatmayın.Sakın! Kendiniizi ne kadar önemli kabul ediyorsunuz? Ne eliniz varmış ya.Allah Allah' Ama şunu unutmayın ki, bir gün sizi başında örtüsü olan biri yıkayacak.Orada nasıl kaçacaksınız?
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta