Kalemim Kırılsın
Hep yalnızdım, kendi hâlimde,
Sessizliğin bile bana küstüğü gecelerde.
Sevgiye aç bir kalple bekledim,
Bir “nasılsın”a bile razıydım belki de.
Yüreğim yanardağ gibiydi,
Sustum, ama içim bağırıyordu sessizce.
Sevilmeyi diledim, delicesine,
Ama aşk bana hep uzaktan baktı, gülmeden, acıtarak.
Sevdiğimi söyledim, en saf hâlimle,
Bir umut koydum avuçlarına, paramparça ettin.
Sözlerinle büyüttün, sonra bir bakışınla yıktın,
İçimde bir çocuk vardı, ona bile kıydın.
Kalemim kırılsın, bir daha yazmayacağım sana,
Her satırda kanıyor kelimeler, dayanamam buna.
Aşka tövbe ettim, bu saatten sonra,
Kalbim yoruldu, güven bitti, umut küle döndü.
Beni sevdiğini söyledin, ama göstermedin,
Sözcüklerin sıcak, ellerin soğuktu.
Her bekleyiş, her susuş biraz daha eksiltti beni,
Ve ben her defasında “belki bu kez” diye kandım kendimi.
Artık yokum, sustum, yüreğim sessizliğe gömüldü,
Kalemim kırılsın, bir daha yazarsam,
Her harfim kendi mezar taşım olur bu defa.
Okuyun şimdi, bu dizeleri bir yürekle değil, bir yara ile,
Gözleriniz görsün, kalbiniz anlasın bu acıyı.
Bir kadının içini nasıl susturabileceğinizi,
Ve nasıl küle çevirdiğinizi bir sevdanın içinde.
Ama ben hâlâ ayaktayım,
Gözyaşlarımın tuzunda bile onurum kaldı.
Artık beni yok edemez hiçbir susuş,
Ben kendi küllerimden doğmayı da öğrendim.
Kaybeden ben değilim artık,
Ben sadece sevdim, içten, korkusuz, gerçek.
Kaybeden, o sevgiyi tutamayan eller,
Ve o ellerin ardında saklanan kalpsiz bir yürek.
Ve şimdi...
Eğer bir gün kalemim yine sana yazarsa,
Bilsin ki o da benim kadar kırık, benim kadar yorgun.
Çünkü bu hikâyenin son noktası çoktan kondu:
Kalemim kırılsın… seni bir daha yazarsam.
Kayıt Tarihi : 16.10.2025 19:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!