Kaldırımlar çiçek açmıyor

İlyas Kaplan
1277

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Kaldırımlar çiçek açmıyor


hani okul çağında
duvarlarında mevsim şeridi bir köy okulunda
veya kenar bir mezrada
yanan sobanın çıtırtıları eşliğinde dersi dinlerken
zaman zaman pencereden dışarı gözünüz kaydığında
baharın gelmesini iç çekerek ne çok beklemişizdir

bembeyaz bir örtüyü üzerine sımsıkı çekmiş doğanın
“basübadelmevt” sırrınca yeniden dirilişini
pencere kenarında derin bir tefekküre dalmış gibi
boyun bükmüş mor menekşelerce izlemişizdir
karların hızla eridiğini
renk renk çiçeklerin
toprağı ve karı delerek başlarını uzatmasını

baharın neşesi cemreler ince ince
gökyüzü zemininden inince
tek tek
peyder pey
güneş daha bir sarı olmaya başlar artık
kıra ,bayıra çiçek toplamaya çıkan çocukların sesi yayılır ortalığa
köy yerlerinde

kuşlar kanat kanat bahar taşırlar dal uçlarına
gece zikirlerinden sonra cezbe ile ayağa kalkmış gibi
ya Mumit zikrinden
ya Hay zikrine geçer adeta tüm doğa
misk gibi lavanta kokusu sarar her yeri

bahar gelince
emektar sobalar istirahatgahına çekilir yavaş yavaş
bağlar ve ağaçlar budanır ,
damatlık tıraşlarını olur gibi
arılar çiçekler arasındaki semalarına başlar
rahmet iner toprağa
her damlasında bir melek nazeninliğinde buluşur
yağmurla toprak.

oysa şimdi
kentliyiz
şehirliyiz
kaldırımlardaki tarhları rengarenk çiçeklerle bezedikleri zaman anlayabiliyoruz
baharın geldiğini
bir de mağaza vitrinlerindeki mankenlerin mevsimlik kıyafetlerinin değişmesinden
kapılarımızdan içeri ellerinde çiçeklerle girmiyor artık çocuklar.
bir tomar kağıt,
bir yığın dosya bırakılıyor belki önümüze
ya da faturalar, dekontlar…
çek , senetler belki de

hasbelkader gittiğimiz bir yerde bir dostumuzun profilinde
paylaştığı köy, dağ ve ağaç arka planlı fotoğraflarından anlıyoruz
baharın bir yerlere bizden habersiz geldiğini
hele bir de hüzünlü bir nağme koyduysa arka fonuna
efkarımızı bir sıcak çay ile dindirmeye çalışıyoruz
kim bilir?

bir hatıra arıyor zihnimiz
ufacık bir uç bulsak dalıp gideceğiz maziye
ama yok bulamıyoruz belki de
cüzdanımızın ya da kitaplarımızın yaprakları arasında
sarı papatyalar da saklayamıyoruz ki artık
onlara tutunup yeniden
dönelim diye çocukluğumuzun baharlarına

kuzu seslerini duymak için
kafamızı uzatsak pencerelerden
motor ve korna seslerinin kavgası doluyor kulaklarımıza
eve dönerken kaldırımda gördüğümüz münzevi ağaçlara
müzelik bir nesneymiş gibi bakıyor kimimiz

çölde vaha bulmuş seyyah gibi hissediyoruz bir küçük park görsek
çayır çimenin, kırın bahçenin yerini tutmadığını biliriz
yinede neşemiz yerine gelir
köy deyince tatil köylerini anlayan az insan yok memleketimizde
sanki cennette yaşıyorduk da dünyaya sürüldük
evet, öyle
insanın kaderi bu galiba
hep cennetlerden sürülüyoruz

adem babamızın sürgünü bizde başka suretlerde ortaya çıkıyor sanki
ayrıldığımız her mekan geldiğimiz yerlerden daha iyiydi hep
annemizden evimize
evimizden sokağa
çocukluğumuzdan gençliğimize
gençliğimizden yaşlılığımıza sürülüp duruyoruz

doğadan kente
doğaldan yapaya
taş toprak ve ağaçtan
çelik beton ve plastiğe sürülüşümüz gibi
en kötü tarafı ise bu sürgünlüğümüz maalesef
bilerek isteyerek ve gönüllü bir sürgünlük

daha rahat yaşama uğruna rahatımızı
daha özgür olma uğruna asıl özgürlüğümüzü
daha güçlü olma uğruna asıl gücümüzü
daha daha nelerimizi kaybettiğimizi bir bilebilsek
kentin tüm keşmekeşliği içinde
aklımız değilse ruhumuz fark ediyordur…

işten eve, evden işe gidiş gelişlerimizdeki oflamalarımız
pazartesi sendromlarımız
mesire alanlarını ve parkları hıncahınç doldurmalarımız
ve balkonlu evleri tercihlerimiz
hep bu sızının sonucu değil midir

kentlerin şehirlikten çıkıp
plastik, beton ve çelik cehennemine dönüşünü fark edip
kendini yılın belli zamanlarında yazlığına
köydeki bahçesine vs. atan yarı zamanlı köylüler
tüm kentliliğine rağmen
köy hayatının nostaljik, çilesiz, tadımlık yanını yaşama hevesinde olanlar

uzak bir hayalden ibaret
dışarıda ki bahar
kentlerin dışında ki hayat.
nereden mi anlıyoruz
hobi stantlarında mevsim değişmiş efendim
oradan …
başka nereden bileceğiz baharın geldiğini
kaldırımlarda çiçek açmıyor ki

aslında
bahar hep ilktir
diriliştir
bahar gelince hayat gelir yeryüzüne

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 16.6.2022 13:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan