Özür dilerim; ama
Misafir kabul eder misiniz?
Kısa bir süreliğine de olsa…
Kusura bakmayın ‘sizli’ konuştuğuma
Aslında sana ‘sen demeyi’ o kadar özledim ki bir bilsen…
Ama yüzüm yok sana böyle hitap etmeye…
Ben birine bakmıştım,
Acaba hala bıraktığım yerde mi diye?
Gideli uzun zaman oldu da
Belki küçücük de olsa bir yerdedir,
Sizin kalbinizde.
Ben artık sende aza kanaat etmeye bile razıyım
Sevgini fark etmekte aciz biçare olarak…
Eğer izin verirseniz bir bakabilir miyim?
Sağ olun, yolu biliyorum; bir zamanlar gelmemek de inat etsem de…
Aaa, orda biri var sureti bana benzeyen, siretini bilemediğim.
İzin verirseniz yakından görebilir miyim?
Sağ olun.
Hayır, hayır bu kötü bir şaka olmalı yüzümü astıran.
Bu adam ben değilim; ama
Affedersiniz, kalbinizin sıcaklığından mıdır ya da gördüğüm manzaradan mıdır, nedir bilmiyorum; ama midem bulanıyor, başım dönüyor, nefesim kesiliyor sanki ölüm meleği canımı almaya geliyor.
Acaba biraz kendime gelene kadar burada kalabilir miyim?
Sağ olun.
Ya bir de gözlerinizdeki ışığı ödünç alabilir miyim?
Burası pek karanlık seçemedim bu kişiyi
Ya da seçmek istemedim; bu acı gerçeği.
Sağ olun.
Şimdi daha net bu yüz
Hayır, bu ne benim ne de bana benzeyen biri…
Ben sadece öyle görmek istediğimden ilk girdiğimde yüreğine öyle görmüşüm.
Acaba selam versem
Aleyküm selam der mi?
Ya da bana ‘defol git! ’mi der?
Ama onun yerinde ben olmalıydım
Biliyorum buna hakkım yok
Ama ben olmalıydım; o, değil!
Anladım ki
Boşa bu yakarışlar.
Gittiğim günden sonra yerimde yeller esmiş adeta
Sadece yürekte bir yara kalmış benden arta kalan.
Sanırım yakından incelemeliyim açtığım bu derin yarayı
Belki geç de olsa bir şey yaparım
Ama olamaz bu yara kabuk bağlamış uzun zaman önce
Acaba dağlasam da biraz gene kanar mı?
Bu adam da buradan gider mi?
Ne kadar da çaresizim Allah’ım!
Galiba artık her şey için çok geç
Tamam, çıkıyorum kızmayın lütfen.
Haddimi aştım; özür dilerim.
Sadece özlemişim burada olmayı, senle olmayı…
Pardon,’sizle’.
Ne de kıskandım o adamı
Dünyam başıma yıkıldı sanki
Nefes almak hiç bu kadar anlamsız gelmemişti bana.
Tamam, çıkıyorum; kızmayın.
Her adım attığımda çıkmak için ayaklarım geri geri gidiyor adeta kalmak için.
O, çık diyor ben ise kalmak
O, sus diyor ben ise konuşmak
Sonundan kovuldum bu cennetten Âdem ile Havva misali…
Cehenneme atılmış gibiyim şimdi günahkâr kullar gibi.
İliklerime kadar tir tir titriyorum
Üşüyorum; sensiz
Şimdi yağmurda sırıl sıklam olmuş minik kedi yavruları gibi çaresiz kalbinin kapısının önünde sana hasret bekliyorum.
Zamanında anlamadım senin bana olan sevgini
Hep ‘benimsin’ sandım,
Ve bir kere de olsa ‘benimsin’ demedim.
Şimdi desem, sen de ‘benimsin’ der misin?
Ya da ‘onunum mu’ dersin?
Beni değil de o adamı çıkartsa yüreğinden ne olurdu Allah’ım!
Bu kadar mı nefret besledin yüreğinde, sevgi yerine?
Biliyorum tek sorumlusu benim, sen değil!
Ben senleyken hiç senle olmadım ki
Şimdi sensiz senleyim,
Ama sen onla onunlasın.
Sen, senin elini tutmamı beklerken ben hep başkalarının elini tutum küçükken mahalledeki çocuklarla ‘kutu kutu pense oyunu’ oynar gibi.
Ama gene de beni bekleyeceğini sanmıştım,
O umutla, dayandım kapına.
Oysa, beni bekleyen burada sadece kabuk tutmuş bir yara.
Bir de tabi yerimi alan şu adam.
Çok özür dilerim ki, ben senin sevgini çok geç anladım.
Seni kaybettiğim an seni sevmeyi öğrendim.
İstersen o adamla, mücadele edebilirim
İzin verir misin buna?
Lütfen!
Peki, ısrar etmiyorum; etmek istiyorum ama yüzüm yok edemiyorum.
Bir denesem ama
Tamam, tamam,
Susuyorum.
Bu denli konuşmak isterken senle, susuyorum.
Kırıntı da olsa sevgi kalmamış benden yana sende.
İnan ben onla da doyardım,
Bu denli açken sana.
Bana son kez bir şey söylemek ister misin, peki?
‘Kalbimde ebedi olmanı çok isterdim; ama bir misafirden öteye gidemedin! ’
İşte,ben bunu çok geç anladım.
Hatamı telafi edeyim dedim; ama buna müsaade etmedin.
Yaptıklarımdan intikam alırcasına…
Ben misafir değil; şimdi ikamet etmek için gelsem de kapına,
Bir başkası ikamet etmek de gördüğüm kadarıyla…
Şimdi, ardıma bile bakmadan gidiyorum.
Her şey için çok sağ ol
Hala eskisi gibi çok iyisin.
Bana karşı olan sevgini tüketsen de iyiliğin hala hüküm sürmekte.
Keşke bu gördüklerim, duyduklarım kötü bir rüyadan ibaret olsa…
Ama acı bir gerçek ne yazık ki, içimi acıtan.
Sana ‘seni seviyorum’ diyemedim
Ama şimdi ‘elveda’ demek zorundayım; zorla da olsa…
Hadi, ‘kal’ desene bana.
’Gitme’ desene eskisi gibi,
Ardımdan ağlasana,
Önüme geçip beni durdursana,
Beni bu yüreğe ebediyen mahkûm etsene.
Neden, hiçbirini yapmıyorsun, hala?
Dönmemek üzere giderken, senden…
İşte, şimdi anladım ki ben bitmişim sen de
Ben seni yeni başlatmış olsam da içimde
Sen beni bitirmişsin sende
Şimdi belki işe yaramayacak bilmen; ama bil işte
‘Seni seviyorum’ delicesine.
Susma, bir şey söylesene!
Lütfen ‘elveda’ deme.
Tamam, sana da ‘elveda’.
Ve tabi artık sensiz hayata da elveda…
Artık sadece kabir ikamet adresim olacak
Elveda, değerini bilemediğim sevdam!
Elveda! ...
Kayıt Tarihi : 7.8.2008 14:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!