Bir fincan kahve, mert’e, koyarmış kırk yıl hatır
Kahve’nin aklı olsa namertten korunurdu…
Kırk katır çay kervanı, dem bilmeze kırk satır,
De; kahveci eskiden, kitaplar okunurdu.
Her doğum sevindirir, her ölüm de ağlatır,
Son vadeyi bilseydi zaman da yorulurdu…
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Kur'anda ne miraç tabiri geçer ne de Burak ve Refref tabiri kardeşim. Tam tersine İsra suresinin 90,91,92 ve 93 ayetlerine baktığımızda böyle bir şeyin olmadığını ve olamayacağını görürüz. Dahası; Enam suresinin 35. ayetinde de miraç olayının olamayacağı beyan edilir.
"İLİM ÇİN'DE DE OLSA GİDİP ALINIZ" HADİSİNİN TERCÜMESİYLE OYNANMIŞ VE ARADAKİ BAĞLAÇ DEĞİŞTİRİLEREK BU ŞEKLE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR. O RİVAYETİN DOĞRUSUNDA "İLME SAHİP OLMAK İÇİN ÇİN'DE DE OLSA GELİP ALINIZ!" İFADESİ VARDIR.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta