Güneşin öğleye doğru göz kırptığı, ışıklarını Erciyes'in tepesine almaya çalıştığı saatler...
Kıraç Anadolu Ovasında yığın halini almış betonlaşmış şehirde.
Bir fincan kahvenin kokusu seni alıp; zaman ötesinin bağrına bırakıp kaçıyor.Yandan çarklı gülüşüyle hınzırca gevezelik ediyor.
Heyhat zaman ant olsun ki sana!
Ne kadar çabalasan da kokusu olan hatıraları silemiyorsun.
Rutubet, bahar ve çimen kokularının karıştığı ıslak tarih öncesi zamanlardan kalan
taş evlerin sokak aralarında ayakların. Nefesine inat neşeliler.
Seni, kahve kokusuna götüren isli soba ateşindeki bakır cezvenin havaya saldığı kahvenin dayanılmaz kokusuydu.
İşte, bunu başaran bir fincan kahveydi.
Hikayelerin hepsi orada sıkıştı kaldı. Üzerine betonlar yığılmadan önce.
Nur UlusoyKayıt Tarihi : 10.9.2013 12:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)