"Aptallar kişilerle, normal insanlar olaylarla, aklı başında olanlar sistemle uğraşır" diye biz söz vardı hatırlarsınız. Bugünlerde sosyal medya ortamlarında birçok kişi sadece siyasetçilerle ve kişilerle uğraşır oldu. Bu tam bir şaşırtmaca ve hedef saptırmadan ibaret bir yanılsamadır. Asıl sorunlarımız ve bunlara çözüm üretmek, en azından talepte bulunmak varken çoğumuzun enerjisi ve dikkati kişilere yöneliyor. Kimsenin kendi sorunlarına, ülkenin sorunlarına, çağımızın sorunlarına dair en küçük bir çözüm arayışı ve çabası yok. Herşeyi siyasetçilerden bekliyor.
Ben bütün siyasilerden umudumu kesmiş durumdayım. Hiçbirinin söylemleri, çözüm önerileri ve fikirleri bu ülkenin gereksinimlerine ve sorunlarına çare değil. Terör, dış borç, Suriyeli göçmen sorunu, işsizlik, adaletsizlik, eğitim, kültür ve sanat, bilim, çevre, toplum ahlakı, sanayi üretimi, gıda terörü, tarikatçılık ve cemaatçilik, ücret eşitsizliği, çiftçilerin sorunları, küçük ve orta esnafın borç batakları, emeklilerin ve öğrencilerin sorunları ve sayamadığım birçok sorunlar hakkında birer ikişer cümleden başka bir çözüm ve fikir üreten, öneren ve çözüm isteyen bir irade ve sunan bir çözüm kaynağı yok.
Ülkede tam anlamıyla bir KAHT-I RİCAL sorunu yaşanıyor. Bu deyimi sizler bilirsiniz. Ülkemizin en tepesinden kurucusu ve eski yöneticisi olduğu partinin başına tekrar inen kişi de aynı görüş ve düşüncede olmalı ki tek “Adam” olarak gördüğü kendisini bütün ülke işleri ve yönetimiyle yetkili kılmak istiyor.
"Bu kadar varlık içindeyken neden yokluk çekiyoruz?" diye düşünenlerin sayısı yok denecek kadar az. Şu dört maddeyi teker teker düşünüp kendi kendinize cevap vermeyi deneyiniz:
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Her güzel haslet unutulup, sadece para ve menfaate dayanan duygularla yaşarsa insan,
Allah'tan korkmazsa, ne bu sapıklıklar biter, ne de düzelir dünya...
İsterse adım başı cami diksinler ortaya, eğer, doğru ve ahlâklı yaşanmazsa, düzelmez hiç bir şey...
Türk milletini başka türlü yıkamadıkları için, ahlâkı bozarak içten kemiriyorlar...
Saygılar efendim...
Yüreğinize ellerinize sağlık Sn:Örmeci,duyarlı yüreğinize saygılar...
Sormayan sorgulamayan,
Sadece dinleyen...
Vur deyince vuran,dur deyince duran toplum olduğumuz sürece yanlışların düzelmesi mümkün değil.Hal böyle olunca emperyalistlerin ve uzantılarının oyuncağı olmaktan öteye geçemiyoruz.
Kutluyorum,saygılar...
"Kaht-ı Rical bir memlekette büyük devlet ve siyaset adamları ile alimlerin bulunmaması. "
Başlı başına bir sorun haklısınız...
Gündemin dile gelmeyen, arka sokaklarında kalmış, çoğumuzun sormaya akıl edemediği gerçekleri gözler önüne serip dile getiren makalenizi ve emeğinizi canı gönülden kutluyorum saygılar...
ışığa kavuşmak için karanlığa meydan okumak gerekir.
Platon.
bizlerse tam tersine karanlıkta kalmayı benimsedik...tepkisizliğin adını şükürcülük koyduk.. geçmişin dilinden kurtulamıyor yeni bir şeyler söylemiyoruz... Ne acı bir tablo.
Düşüncelerinizin tamamına gönülden katılıyorum Yılmaz bey... Aklın yolu bir...
emeğinize yüreğinize sağlık...
Saygılar..
Varlık içinde yokluk çekiyoruz..Bu her şey için geçerli..
Kaleminize sağlık Yılmaz Bey..Önemli bir konuya değinmişsiniz..Saygı ve selamlarımla..
Liyakat erbabının olmayışı bu günlerin ve bunca zorluğun yaşanmasına sebep... Bir de buna cehaleti eklersek varın siz düşünün halimizi ahvalimizi...
Bizlere doğru bir dir diye anlatıldı, öğretildi... Oysa şimdi doğru çıkar rüzgarı nereden, hangi yönden eserse essin yelkenlerini o yöne çevir mantığında... Doğru çıkara göre eğrilip buruldu
Bizlerin gönlüne Allah aşkı, Vatan aşkı, Bayrak aşkı ve yaratılan her şeye sevgi ve saygı en kutsal değerler olarak işlendi, öğretildi... Oysa günümüz öğretileri çıkar rüzgarlarından yana...
Durum böyle olunca da kim ne etsin liyakatı herkes cüzdanın derdine düşmüş... Allah'a kulluk bile bir gösteriş, Vatan hainliği bile çıkar olmuşsa gerisini varın siz düşünün...
Harika bir makaleydi... Günüm Ülkemin manzaralarından enstantanelerdi...
Yüreğinizi ve kaleminizi alkışlıyorum Yılmaz Bey...
Selam ve Saygıyla...
Bugünün Türkiye'sinin yarasına parmak basmışsınız yürekten katılıyorum Yılmaz Hocam. Emeğinize., kaleminize sağlık kutlarım..
Ne güzel bir yaraya parmak bastınız...İnsanlar hep çıkarlarına göre hareket ediyorlar Yılmaz bey...Etrafımızda o kadar çok örneği var ki, ne yapsak boş. Kutluyorum bu anlamlı ve değerli makalenizi. Yüreğinize kaleminize sağlık. Selam ve saygılar...
Yılmaz Bey, aslında çoğunluğun düşünceleri bunlar. Ama nereye, hangi noktaya odaklanmak gerektiği konusunda bir yetersizlik var. İsteniyor ki bizim adımıza birileri çözsün de biz rahatlayalım. Öyle alışılmış. Suya sabuna dokunmadan derdimizi birileri çözsün.
Ama olmuyor işte olmuyor. Düşünmek, sorgulamak, bilinçli hareket edip millet olarak yönetenleri gerekirse hesap vermeye zorlamak gerek. Gerçi bu kadar mengeneye sıkıştırılmış bir ortamda konuşmak da cesaret istiyor. Medya suskun, sanatçılar suskun, üniversiteler suskun...
Siz görevinizi en güzel şekilde yapmışsınız. Tekrar kutluyorum sizi. Güzel geceler, selamlar Yılmaz Bey.
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta