Kahpe Şiiri - Hasan Hüseyin Beydil

bizim ki değildi kahpe kader
karşımıza çıkan kahpeymiş
bilemedik sırtımızdan bıçaklayanı.

en iyisinden, en güzelinden,
en nazlısından gelir derlerdi de inanmazdık
ta ki kahpece kaçıp gittiğin güne kadar.

aramıza sızıp sözde onurlu,
asil ve namuslu geçinip
İngiliz’in çanağından beslenen
kahpe, pislik ve kalleşler
gün gelecek devran dönecek
ezilenlere, sömürülenlere
hesap vereceksiniz.

kahpe emperyalist ülkeler,
kahpelerini besleyip, destekleyip
direnenlerin içine sızdırıp
seni pasifize ederler,
efendileri önlerine üç beş sterlin, euro, dolar atar
onunla da seni satın almaya kalkarlar
aldırma, dönüp bakma,
şaşmaz bir nefer gibi
o besleme kahpelerin
yüzüne tükürmeye asla çekinme.

nice koç yiğit kahpe kurşunlarla vurulurken,
niceleri de emperyalizmin beslemesi
kahpelerce pasifize edilir,
yok edilmeye çalışılır,
ne sen o kahpelere yüzünü dön,
ne de onların yüzüne aldırma,
her yanı maskedir, silikondur
o kahpelerin asla izin verme
seni kandırmalarına.

orada burada, şöyle böyle
düşman arama, kafana sıkması için,
içinde, gözünün önünde, burnunun dibindeki
kapitalizme tanrı gibi tapan kahpeler,
ağızlarından sözde alınteri, emek lafları düşmeyen
küçük burjuva, burjuva taklitçileri
sinsice yaklaşır sana ta ezelden
ki onların ataları da birer ağa, patron, kompradordur,
kimbilir kimleri teslim etmiştir de
faşizm onları kahpeliklerinden dolayı ödüllendirip
sahip olmuşlardır o servetlerine.

bir ülke düşünün ki on yıllardır
burnun dibinde süren çatışmalara, savaşa rağmen
kimi köyler, kasabalar bir kova suya bir torba una muhtaç,
yolu yok yolağı yok,
kahpeliklerin mükafatıyla İngiliz’in, Alman’ın, Fransız’ın,...
beslemelerinin köyü, kasabası trilyonluk evlere,
araçlara, zenginlere sahiptir,
kimse de demez hani siz irticacıydınız, sürgünüz,
hani siz zulüm görüyordunuz,
nedir bu altınızdaki milyarlık araçlar…
kaç sterlin etti kişiliğiniz,
kaç euro etti kimliğiniz,
kaç dolar etti kültürünüz de
bunca servetin sahibi oldunuz,
nasıl bir yalanla sinsice halkın arasında dolanırsınız…
sanmayın ki bu kahpeliğiniz unutulacak,
sanmayın bu pasifliğin, teslimiyetin arkasındaki
kahpe elinizden, dilinizden hesap sorulmayacak,
gün ola harman ola.

hamuru, mayası bozulmuşların pişirdiği ekmek
kahpece sizi zehirlerse ne kadar kusarsanız kusun,
tükürebildiğiniz kadar tükürün ki
o kahpelerin o sahte yüzleri kimseleri aldatmasın.

aldırmayın ne ölüme ne de ayrılığa,
varsın kapınıza ölümde, ayrılıkta birlikte gelsin isterse,
yeter ki kapınıza pencerenize koymayın kahpeleri.

bakmayın onun bir yanı maviye bir yanı kırmızıya çalsa da
siz siz olun moruna, yeşiline ne de sarısına aldırmayın
onlar ki birer çarşaf niyetine kullanır bu güzelim renkleri,
onların tek rengi vardır sakın sırtınıza yemeden hançeri göresiniz
o kahpeliğin rengini.

olur da çıkmışsanız bir yola
yanınızdakine, yörenizdekine dikkat eyleyin,
olur da severseniz birilerini
sevdiğinizi çokta belli etmeyin,
unutmayın ki "kahpe içerden olursa kapı kilit tutmaz" diyenler
ne de güzel demişler,
gün ki bugün paranın saltanatının zirvesiyse,
ortalık kahpeden geçilmiyor demektir,
düşmesin asla hissenize tek bir kahpe dikkat eylesiniz.

13.10.2018