Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
umudu beklerken geceleri azıksız bir çobanım ben
as'r beni yalnız yalnızlığıma bıraksın
Kaf kavisler çizerek dolaşıyorsun etrafımı
ne ki unutuyorum muhayyel rastlantılarımı
ömrümün uçurumlarında tutunuyorum sımsıkı sana
Beatrice'yi, Luis Andereas'ı, Lamia'yı hatırla
kalbini de al yanına sus payı ver ölüme
aklını da al yanına bitimsiz bir yaşam adına
Kaf sen olmasaydın hayret vadilerini bilmeyecektim
bilmeyecektim kendimi suda seyredecektim
Narcissos'a kızıp nergis koparmayacaktım
bir sarnıca düşer gibi düşmeseydim kollarına
divit batmayacaktı ankanın damarlarına
Yağmurda ıslanmayacaktı dualarım ve gözyaşım
-Kaf sen KAF nedir bilir misin?
Kaf bir nokta ve diğeri
bir iki üç sonsuz nokta ve ünlem
Simurg ne zaman anladı simurg olduğunu
bu dağ ne de yücedir azamet gibi
Attar yedi şehrini gezmiştir aşkın
bir sokağında kaybolduğumuzu bilse güler miydi ki
sen ki mümkünsüzümsün benim lakin
imkan kanı çekilmiş ceset değil mi morgta
Kaf buruk bir busenin dudağında
öptüğü gibi kefendeki bebeğini annenin
uğurlarken kutlu yolculuğuna
Kaf sonsuzluktan bakan iki göz gibisin
çengelini takıp da
beni bensizliğe çeker gibisin
Kaf varoldukça sen
Bir dipnot olacağım ben hayatın dibine
Kaf bugün gözlerin çizgi
Bilmem hangi hattat seni ömrüme çizdi
Şehrin Tanrılarından çalıp aşkı
bana getirmiştin.
şimdi çırpınıyor dudaklarımda beyaz kelimeler
bıraksam uçacak gittiğin yerlere
bırakmasam uğursuz bir beden kalacak geriye
-Kaf'a bayramlık şiir
her şiir yarımdır
tamamı şairin gözlerinde gizli
Kaf bir baksan gözlerime ancak
o zaman anlarsın sözler ne kadar aciz
/Ufkunda maviliğin gözlerin gezinir
denizler yüreğe gençlik verir
Kaf aşıkların yüreği denli engin mi bu deniz
Kadınlar ve çocuklardır şehri tufandan koruyan
ki kaf ben tamamen merhametim
nereye baksam ağrıyacak her yerim
raksediyor düşler sigara dumanlarında
suretin buğulanıyor çay bardaklarında
ve aksin ışıktan sütun olup vuruyor duvarlara
ey ulu çınar adın hasret mi senin
yoksa kuyu musun içime açılan metruk bir handa
Ve bir bayram sabahı öksüz
çocuk kalpleri dolaşır mahşerinde caddelerin
Ali Molla hüzün kokuyorsun
gökyüzünü mü deldi minaren
ağlıyor musun
yakışır mı ağlamak sana böyle bir sabahta
sisli dağ başlarına tüneyen çamlar
mutlu şimdi
belki Hızır evleri gezer bu gece
katipler alınyazısını yazar insanlığın sebillere belki de
tahtı çalınmış bir padişahım oysa ben
sana bayramlık diye şiirler versem
tahtımı verir misin KAF
Kayıt Tarihi : 7.8.2002 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Emeğine yüreğine sağlık sayın şair.
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (6)