Kambur kadırgalardık azgın denizlerde
Kasvetli suların loşlugundan korkardık
Loş sulardan heyula cüsseler kaçırırdık
Filizkıran fırtınasınca tarumar olurken biz
Zifiri bir mevsimde hırçınlıgından suların
Alabora edilmiş firkateyndik ikimiz
bir aşk otopsisinde kadavralar kadar biz
Aşınan ömrümüzün körfezinde durduk
Ya kadırga ya fırkateyn ya çektiri leşi biz
Azgın yalıyarların yonttugu kıyılara
Bakire şafaklarda sevişerek savrulduk
Tepetaklak iskelettik kıyısında denizin
Kemiklerim çatırdardı dokunurken kasıgına
Azgın denizatlarımla inerdim bozkırına
Kim fark ederdi alacakaranlıkta bizi
Ganimete dadanan akbabadan martılar
Şafakların kuytusundan toplardı leşimizi
Mendireğe çarparken medcezir dalgaları
Şehvetin aleviyle tutuştururdu bizi
Ah böyle çıktık sularından hayatın
böyle çıktık hazzın huzuruna sonunda
böyle sarhoş böyle esrik böyle kasık kasığa
yagmaladık suların ateşlenen ceddini
ki çürümekte haladır sızlanıp ardımızda
sevişerek katlettiğimiz o denizin cesedi
çıktık azgın sulardan öyle girdik şehire
anladık uçurumlu yazgımızın rakımı
kasıgımda yonttugun derinlikler kadarmış
anladık ki uçurumu derinliği değil
şehvetin mızraklanan buseleri yorarmış
kızarmış güller açardı dudagında
kanlı sümbüller birikirdi ağzıma
flavtalar trompetler yıgılırken günlere
kiramen katibin şahitken günahlara
Ağzın patlayan bir sagnaktı azgımda
Öyle azgındık öyle hesapsızdık öyle
Safkan atlar gibi şahlanırken şehirde
Nefesinle kamçılanıp mühürlendim sonunda
harabat bir kadırga kılınarak anında
şehvetle Devrildim kasıgının kıyısına
raydan çıkıp kuduran kara trenler gibi
hırıltıyla çarpıstık bacak aralarında
şimdiyse çarpıştıgımız bu gaflet mecrasında
yıkıntıyız enkazız gövdelerin altında
gövdemiz nefsimizin kuduran gözaltında
talan ugrular kaldık yagmalarken biz aşka
gitgide kararırken ziftlenirken gitgide
ne kaldı hissemizde batık enkazdan başka
anladım yüzyıllardır riyakar hançer gibi
saplanıp küflenmişsin sancılanan sırtımda!
sevişerek ulaşırken iblis mertebesine
sen sırtımda rutubetle paslanan
paslanırken çürüyen hançerdin o an
ehvenişer bir cüretle buyurdum ki nefsime
artık çıkarmam gerek seni sırtımdan!
Ah akan yine kızılca kıyamet kan!
sadakatla fışkırdı kan benden ama
Yüzyıl oldu sevgilim sen çıkmadın sırtımdan!
Nafile bu avuntuyla şehirden öyle çıktık
Ters yönde ilerlesek de denizde
Ömrümüzün karasına haşyetle vuran
Hala bir çift serseri kadırgaydık
Savrulduk durduk ters yönde kıyılara
Şimdi Sen hangi sevdanın kışkırtan kıyısında
Bense hangi kıyının hallacıyım Derken
Barbar korsanlara talan olduk sonunda!
ah öyle birbirimizden uzaklaştıkça
batık kadırgalarız şimdi çıglık çıglıga
anladık ama artık çok geç sevgilim
bir çift kayıp kıtayız denizlerin altında!
Kayıt Tarihi : 11.8.2008 19:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kaan Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/08/11/kadirga-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!