Kadir Mat 28 Kasım 2002'de İstanbul'da doğmuştur. İlk, orta ve lise öğrenimini de İstanbul'da tamamlamıştır. Okul yıllarında pek başarılı bir öğrenci olmasa da eğitim müfredatından bağımsız tarih, felsefe, edebiyat gibi alanlara ilgi duymuştur. Henüz hiçbir başarısı, yahut umumi olarak yayımlanmış hiçbir eseri yoktur. Kendisi daha çok münferit okumalar, araştırmalar, yazınlar ve çalışmalar yapmayı sever. Münzevi bir yaşantıyı arzulasa da şu anda içinde bulunduğu durum ve koşullarda bu pek mümkün gözükmemektedir.
Bırakın beni gideyim artık yaşamak istemiyorum
Atlatamıyorum artık hayat gailemi başımdan
Katlanamıyorum ne kendime, ne insanlara, ne çevreme
Diyorlar kimileri: biraz zaman tanı bu da gelir geçer
Ama iş bu hal; bu durumdaysa, insan sadece şu ana bakar
Yatıyorum gecenin bir vakti, soğuk kışın ayazında
Enkaz altında ezilmiş bedenim, uzuvlarım ve umutlarım
Beklemekteyim biçare, aç, susuz nefesim daralıyor
Tutamıyorum kendimi ancak katlanmak zorundayım
Medet bekler iken bizden önce öldü insanlık
Şiirler de tükenir bir gün, bir gıdım ilerlemez
Yazdıkların olur artık fasarya ama sen yine de yazarsın
Niçin yazarsın? Bu uykusuzluğun neticesinde hasıl olan halet-i ruhiye hasebiyle
Sözcükler dökülür ansızın kaleminden
Bunlar şiir falan da değildir aslında
Yalnızca insanı tedirgin eden kaygılar, sorgular, düşünüşler yüzünden hep!
Yine uykusuz geçen bir gecenin ay ışığında
Geçirirken günleri bir koşuşturmacayla
Beklentisiz bir hüzün çöküyor içime
Çünkü ben mazurum bu halimden
Sen mazursun yaptıklarından
Yine sabahladığım bir gece
Sonsuz yalnızlığım, gecenin sessizliği ve ben
Bilgisayar başındayım yine, ahh boşa yaşıyorsun
Boşa harcıyorsun şu zamanını bilgisayar başında
Diyorum bazen, kendi kendime
Ama sonra bu sorgular daha bir derince hasıl oluyor
Sanatçılar niçin vardır, niçin yaşarlar?
Onlar yalnızca şiir mi yazarlar?
Yoksa sanatçı dediğin sadece
Afilli bir sözcük müdür öylesine?
İnsanlar onları anlamazlar
Onlar da insanları
Bir ezan sesi bozdu gecenin sessizliğini
Doğurdu içime bir makus talihi
Düşünüşün verdiği katışıksız dinginliği
Huzursuzluk hasıl oldu yitirildi tarihi
Zaman durmaksızın ilerliyor, durmuyor
Anlatılmak istenen çok şey var aslında
Ama söylenecek söz yok, hiç yok
Zaten gerek de yok
Çünkü fark etmez, sen dile getirsen de kafandaki cümleleri
Veyahut yazarsın bazen, yazmak istersin
Yazılacak ne çok şey var aslında
Artık tükeniyor insan günden güne
Hayat yorar kişiyi ve kesişirsin nihilizmle
Ama nihilizm beraberinde getirir anlamsızlık
Bu karamsarlık, tahammülsüzlük, yozlaşma
Farkındalık ve bilinç deşer seni bir hançer gibi,
Yaşamak yılgınlıktır
Bazen suskunluk
Bazen kin, öfke
Kimse değildir müstesna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!