Sen Yanımdayken:
Daha uzun yanıyor kırmızı ışıklar.
Sana gelirken;
Bir türlü yanmıyor o yeşil lambalar.
Sen yokken;
Dakikalar saatlere kavuşmuyor.
İstanbul olsam yolunu gözlerdim.
Yokluğunda özlerdim.
Geldiğinde ilkbahar olurdu.
Gittiğinde sonbahar.
Yaprak dökerdim, adımların uzaklaşırken.
Akıtırdım gözyaşlarımı tüm sokaklarıma.
Usul usul yere inen
Eşsiz bir kar tanesi
Kapkaranlık gecenin
Tertemiz hilali
Ben sevdim seni
Kimseyi sevmediğim gibi
Kayıtsız değilim,
Yalnızca çıkmıyor sesim.
Fazlasıyla kırılmışım.
Ketum olmuş, müteredditim.
Bugün nedir çare?
Aşk illeti ki sürdü kalbimde hüküm
Ne zaman gördümse o güzeli
Çaresiz, hep boynumu büktüm
Belki de tek çare bu mecruha ölüm
Çaresi yok, mecruh ölüme mahkum
Menakıplarda geçen tüm güzeller kıskanırlar seni.
Ecesin sen güzelliğine hayran melek peri.
Ruhum, gözlerim seni gördüğü anda terk eder bedenimi.
Aşkınla yandı bitti şu mecruh bittabi.
Lütfeyle de anla senin için yanan kalbimin kadrini.
Nefsim yangın evinde
Bir garip köz oldu.
Kendimi yakacağım ateşe
Kör nefsim har oldu.
Yılmadım, yandıkça yandım.
Ölüm kokusu aldım dün gece.
Çok güzel bir koku.
Kendimden geçtim.
İstemsiz meylettim.
İlahi buyruk “etme” dedi.
Senin olmayana kast etme!
Beklerken şafakta, Amasya soğuğunda;
Anarım seni, bakarım ufka.
Kokusunu özlerim:
Bir vatanımın bir de senin
Uzakta…
Dünkü çocuktum ben,
Gözlerine baktım koştum.
Yedi sırat köprüsünden,
Yar için yâre koştum.
Dünkü çocuktum ben.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!