Kadınlar!
Çarşıda, pazarda,
Okulda, fabrikada,
Evde, sokakta,
Emekçiler.
Kadınlar!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
''Kadınlar!
Tarlada, tapanda
Bağda, ahırda,
Dağda, damda
Çöpte, dilenmede,
Mal olarak satılan evlerde
İşkencelerde, eziyette,
Mahkumlar.
tebrikler.gercekten anlamlı ve güzel kadınları güzel anlatmışsınız şu bir gercek hiç bir kadının emegi ödenmez kadınların yürekleri bizlere göre daha eznik ve duygusal bununda en anne olmalarından kaynaklanıyor. buradan tüm kadınlarımıza sevgiler..''
Hocam n'olurdu erkeklerimizde biz kadınlar kadar güçlü ve cesaretli olsaydı ? Kİ ben tek başıma şu antolojiye alkanlı bayrağımızı anasayfasına koysunlar, terörü kınasınlar ve iki kelimeyle şehitlerimizin ruhu şad olsun yazsınlar diye savaş veriyorum...
Burada yayınlanan şiirlerden bu şerefsizler kazanıyor!!!
Miyase
Bayrağımı sordum diye pasiflendi rumuzum ama bıkmadan, usanmadan yola devam arkadaşlar...
Miyasenin selamı var :))
Sizde katılın...
Aşağıda ki yazıda da gördüğünüz gibi, antoloji BAYRAĞIMIZI anasayfaya asmak yerine asmasını isteyen dostlarımızı pasiflemiştir.
Tüm antolojide şiirlerini yayınlayan dostlarımızdan ricamız:
VATAN, BAYRAK ve ŞEHİTLERİMİZE yazılan şiirler dışında şiirlerinizi pasiflemeniz ve böylece tepkinizi göstermenizi rica ediyoruz.
Lütfen AY-YILDIZLI BAYRAĞIMIZ antolojinin anasayfasında dalgalanmadıkça şiirlerini aktif etmeyiniz.
LÜTFEN BÜTÜN GRUPLARA DUYURUNUZ.
Teşekkürler...Saygıyla...
Kimden : Mikro (Bay, 41)
Kime : ANTOLOJİ!NERDE BENİM AL KANLI BAYRAĞIM?
Tarih : 26.10.2007 21:10 (GMT +2:00)
Konu : [antoloji-sehitl..] Osman Yılmaz şehittir/27.10.2007 defnedilecektir.
Sudaki Kıtalar Grubu'nun kurucusu, Antoloji Şehitliği grubunun kurucu ve yöneticisi Osman Yılmaz adlı şairimiz ilk Antoloji Şehidimizdir. Antoloji sitesinde PKK yanlılarına Kürt Dili ve Edebiyatı grubu başta olmak üzere her türlü özgürlük tanınırken, bakın Antoloji yöneticilerine ne dediği için şairliği pasiflenmiştir.
NEDEN SİZİ BU KONUDA DUYARLI OLMANIZ İÇİN UYARMAK ZORUNDA KALIYORUZ? NEDEN TERÖRÜ KINAMIYORSUNUZ?
NEDEN BİR 'MİLYON KIZ ARKADAS ARIYOR' REKLAMINDAN FERAGAT EDİP ORAYA TÜRK BAYRAGI ASAMIYORSUNUZ?
PKK SEMPATİZANI MISINIZ?
Sudaki Kıtalar Grubu'na Antoloji yetkilileri el koymuştur. Dilekçelerimize verecekleri yanıtı bekleyip ona göre, 'yardım ve yataklık suçundan' dava açacağız, bu site kapatılacak, herkes şiirlerini şimdiden kopyalasın. IP numarası kayıt altına alınan Osman Yılmaz şehit olmuştur. Aslan Türk ismiyle de girdiği halde artık o isimle de girememektedir. Aşığıdaki ORTAK BİLDİRİ'yi hazırladım. 27.10.2007 yarın sabah 09.00 'dan itibaren defalarca, siz usanana, bıkana kadar aynı mesajı sürekli gönderelim. Bir mesaj altına bir sürü imza atmak bir çok kişinin tek bir mesajı defalarca göndermesi daha büyük bir eylemdir. Antoloji ana sayfadan iletişimi tıklayarak bunu yapabilirsiniz.
Arkadaşlar, aşağıdaki metni yazdım, isterseniz değişiklik önerileriniz varsa yapabilirsiniz ama, bütün gruplara gönderdikten sonra, yani başka destekler de aldıktan sonra, herkes, kopyala yapıştır yapıp, antoloji yönetimine göndersin. Ben uygun zamanın, yani gruplarda herkesin okumuş ve destek sağlayacak pozisyona gelmiş olabilmesi için, yarın yani 27 Ekim 2007 sabah 09.00'dan itibaren, yönetimi aşağıdaki bildiri ile mesaj yağmuruna tutmanızı öneriyorum.
Antoloji yönetimine.
Vatansever, devrimci, milliyetçi, müslüman, (anti emperyalist) şairler bildirisi:
Sudaki Kıtalar Grubu'nun kurucusu ve Antoloji Şehitliği Grubu'nun kurucu ve yöneticisi Osman Yılmaz adlı şair arkadaşımız, yönetim aleyhine yazdığı yazılar nedeniyle pasiflendiğini ileri sürmektedir, bu doğru mudur?
Kendisini tanıdığımız için, onun sözü bizim için her ne kadar senetse de, nezaketen bunu yönetiminize sorma gereği duyduk. Osman Yılmaz'ın Antoloji yönetimini eleştirmesi, 'site içinde cirit atan PKK dağ kadrolarının internet kadrolarına dönüşmüş versiyonlarına neden yardım ve yataklık yapıyorsunuz? ' sorusunun özünü oluşturmaktadır.
Osman Yılmaz'ın gerekçeleri şudur:
1) Onca şehit haberlerine rağmen neden siteye bir Türk bayrağı asma gereği duymadınız?
2) Kürt Dili ve Edebiyatı gibi grupların videolarıyla ordu mensuplarını, askerlerini Roj Tv'den daha ağır bir şekilde hakaret etmelerine neden müsaade ettiniz?
3) İsmini vermeyeceğimiz bazı gruplarda neden PKK militanlarının bayrak göstermesine seyirci kaldınız?
Bütün bunlar internet ortamında 'yardım ve yataklık etmek, o örgütün suç ortağı üyesi olmak' anlamına gelmektedir. Türk bayrağı asmamanız ise, bu iddiaları pekiştirmektedir. Örgütün dağ kadrosundan birilerine yardım ve yataklık yapmanın cezası T.C.K.'na göre 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası şeklinde değişmektedir. İnternet ortamında bu kişilerin onca şehit haberleri geldiği bir sırada, zılgıtlar atmalarına müsaade etmeniz, o terör örgütünün bir üyesi olduğunuz sonucunu doğurur ki, ilgili kanunun emrettiği cezaya çarptırılmanız gerekir.
Sakın bize vereceğiniz cevapta, burası her tür ideolojiye açık, demokratik bir site demeyin, eğer öyle diyecek olursanız, bunu Cumhuriyet savcılarına anlatmanız gerekecek, aksi taktirde ortak imzalı dilekçemiz çekmecemizde durmaktadır. Bizleri de pasifleyecek olursanız, bizce kendinizi pasiflemiş olursunuz.
Antoloji Şehitliği grubu adına Naci ELMALI
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta