Martılar kol gezer seyreylerim sahili bir demli çay olsa da içsek
Yoksun kadınım bulutların arasından gözlerin doğar üşürüm
İlk gün
İlk buluşmamız karşılaşmamız
İlk aşkım utangaçlığım saflığım ergenliğim
Toydum acemiydim heycanımı saklayamacak kadar ürkek
Titriyordum!
Ve sen kadın kırmızılar içerisinde bir melek gül goncası
Ne çok öpmek dudaklarına sarkmak defalarca içimden geçmişti
Kiraz dudaklar etine dolgun kana kana içmek
Öfkem sana
Öfkem şimdi hayata öfkem diyeceğim o ki vurulmuyor arzulara
Gülzadem!
Seni bekleyişlerim çaresizlikler içerisinde köşe başlarında
Beni görmezden gelmelerin en çok da canımı yakan acıtan
Küçümseyen sözlerin
O bakışların o alıcısız başı boş süzmelerin
Ulaşılmaz olduğun için mi sevdim ben seni bu kadar kadın!
Bu sokak bu taş tuğlalardan örme evlerin birinde
Bıraktığın kanlı ceset vurgun yedi yaş onsekizden yeni gün alma
Dağıttın evi mi gel de topla
Senden sonra epey aşklarım oldu bıraktım okulu attım kalemi
Bütün dudakları öptüm çünkü yaralıydım ağır yaralı
Kusursuz güzelliğinin büyüsüne kapılmış kör gözlerim açıl açılmıyor
Kapandım iyice kendime kimseciklerle konuşmuyorum
Arkadaşlar defalarca küfürler yağdırdılar sövdüler sana Gülzadem
Kestim selamı sabahı varsın bir hayalin kalsın başucumda kime ne
Yokluğunla sevişiyorum büyüdüm kadın ben!
Yıllar sonra diyorum ki acaba
Aynı mahalle aynı sokak, üstü kiremit kaplı tek ev uğrarmısın?
Özlemlerin boğuyor beni cinayetler işliyorum sebebimsin
Sayıklamıyorum seni gece üç beş nöbetlerinde
Kinimi nefretimi kusuyorum beni affet
Geceleri öyle çok kadınlar seviyorum ki sonra bir cigara yakıyorum
Yine sana dönüyorum
Atıyor kalbim diyorum gelecek çıkacak bir yerlerden karşıma
Afilli bir aşk hasta bir aşık bıraktın sen giderken bu şehirden
Doğmamalıydın sen benim dünyama
Nerden çıktın karşıma o ilk bakış sen olmamalıydın Gülzadem
Uğrunda kaç ölümlerden döndüm bilirmisin bilemezsin
Sana kötü dedirtmedim dedirtmem!
Gönülsüz öpüşlerim vallah billah duyarsan inanma niyetliyim sana
Yapay renkler aldırma sözlerime siliniyor sabah olunca
Sen oluyor dört duvar boyanıyor dudaklarının kırmızısına
Keman kaşlar süzülüyor ok ok yay gibi gergin
Sana hasret saatlerde masmavi düşüyorum denizin yamacına
Dalıyor gözlerim uçsuz bucaksız kentlere karşı
Karşı ki dağlar duman param yok ben o kentleri satın alamam
Biliyorum sen beni hiç hiç sevmedin seni seven adam bendim
Sana sürgünüm öksüz yetim kasabaların birinde
Dağınık toplanmamış odama sen çiziyorum
Sonra güneş doğuyor yoksun Gülzadem
Penceremin önündeyim dumanı tüter fabrika bacalarının
Esnaf seferber kalkıyor kepenkler bugün de yoksun düşmedin
Bir haber sal bir selam sal
Dönmeyecekmisin!
Bütün yolları sana tutuyorum
Kollarımı açtım be kadın ben hala bekliyorum
Senden geçmedim geçemiyorum...! ! !
(15.12.2012)
Dilek MertKayıt Tarihi : 2.1.2013 03:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Dilek Mert](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/01/02/kadinim-388.jpg)
Penceremin önündeyim dumanı tüter fabrika bacalarının
Esnaf seferber kalkıyor kepenkler bugün de yoksun düşmedin
Bir haber sal bir selam sal
Dönmeyecekmisin!
Bütün yolları sana tutuyorum
Kollarımı açtım be kadın ben hala bekliyorum
Senden geçmedim geçemiyorum...! ! !
(15.12.2012)
Dilek Mert
sevgi ve özleme dair bu harika çalışmanızı beğenerek okudum..çok güzeldi yürek sesiniz..selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (3)