KADINIM
Kadınımı tanırım, özel sevgim ona has,
Benimle ağlar güler, benim ile tutar yas.
Otuz sekiz senedir, acıları paylaştık,
Mutlu günlerimizde, sevgiyle dolup taştık.
Bana üç oğul verdi, biri erken göç etti,
O daha tomurcuktu, dalından kopup gitti.
Bir diğeri altı yıl dağların arkasında,
Karı koca ikimiz çok ağladık yasında,
Elli yıldır çalıştım, evim hala kiralık,
Ekonomik sıkıntı bir an vermez aralık.
Yirmi dokuz ev değişti, tıpkı bir göçebeyiz,
Her yönüyle sıkışık, bir garip köşedeyiz.
Yinede şikâyetler etmiyoruz hayattan,
Kıt kanaat yaşarız, tazelerden bayattan.
Emektarım o benim, sadakatli vefakâr,
Sanki sefa içinde, olsa bile cefakâr.
Kanaat etmeyi bilir, yokluk var ensesinde,
İsyan etmez her zaman, şükür dolu sesinde.
Gün oldu ne ekmek, nede sıcacık bir aş,
Sefalete katlandı, benim ile arkadaş.
Zor günlerde yılmadık, daha da kenetlendik,
Bir kapı kapanırken, birinden sebeplendik.
Ciğerimiz yansa da, sesini yükseltmedi,
Daha beter neler var, buna da şükret dedi.
Dikleşmedi dik durdu, sözü yutup hazmetti,
Yuvayı sağlam yaptı, yıkmamaya azmetti.
Bütçemize katkıda, yaptıkları elişi,
Yuvamıza bereket getiriyor her işi.
Oldukça mütevazı, gerçek hanım efendi,
Bunu eller duyurur, asla söylemez kendi.
Gün oldu evsiz barksız, sokakta bile kaldık,
Ondan bile birlikte, sevgiyle dersler aldık.
En kederli anlarda, mutlu tablolar çizdik,
Her türlü tecelliyi, sabır ipine dizdik.
Sayısız zorlukları, el ele verip aştık,
Yinede sevgi dolu, sonbahara ulaştık.
Sabırlı tevekkeldi, kimseye sır vermedi,
Dünyayı tercih edip, aşktan üstün görmedi.
Her türlü felakette, bir saadet buluyor,
Cehennemde olsak ta, ora cennet oluyor.
Yoksulluğu ar saymaz, zengin gibi görünür,
Övünmeyi hiç sevmez, edebine bürünür.
Elbette ki imrenir, gıpta ettiği olur,
Fakat asla küçülmez, vakarını hep korur.
Çok güzel yemek yapar, tek çeşitlik sofraya,
Özenle hazırlayıp, girmez afra tafraya.
Evi düzenli tutar, temizlikte titizdir,
Benim ile dertlenir, sanki benle ikizdir.
Tam bir geçim ehlidir, çevresine uyumlu,
Ne kin tutar ne küser, hep müspet ve olumlu.
Oldukça hoş görülü, incinse de incitmez,
Sinesine çeker de, nefret bilmez, kin gütmez.
Dedikoduyu sevmez, gıybetten hiç hoşlanmaz,
Dert dinlemeyi bilir, Sır sandığı boş kalmaz.
Tam bir geçim ehlidir, kimseyle kavga etmez,
Hiç inatçı değildir, illa diye diretmez.
Evimi genişletir, dünyaları dar etmez,
Gönlümü ferahlatır, sanır ki buda yetmez.
Bunca yıllık birlikte, benden sonra kalkmadı,
Allah ne verdi ise, bir gün aç bırakmadı.
Saçlarına ak düştü, güzelliği hep taze,
Ben ateşte yanarken, yüreğime yelpaze.
Şartlar değişse bile, biz her zaman mutluyuz,
Yarınlara bu günden, daha da umutluyuz.
Beni çocuklarından, daha da fazla sever,
Asla küçük düşürmez, değer verip hep över.
Ne günler gelip geçti, unutulmaz anılar,
Hâlâ taze izlerin, acı tatlı yanı var.
Dünyada ahrette, benim huri meleğim,
İki cihanda huzur bulması tek dileğim.
Kendi istidadıca, dininde imanında,
Olabildiği kadar, Allah’la her anında.
Ben ondan çok razıyım, Rabbim de razı olsun,
Bundan daha ziyade, ömrüne huzur dolsun.
Yaralının eşidir, elbet oda yaralı,
Yuvamın tek çiçeği, şu gönlümün maralı.
10.10.2010…Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 10.11.2010 11:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
...Dur dersin, durmaz At
......Bir de evde huysuz olursa Avrat
Ölü Evinde işin ne?
Ölü senin evinde...
Gir, gir ağla, çık çık ağla...
Gel dersin, gelir Evlât!
...Dur dersin, durur At!
......Bir de evde saliha olursa Avrat!
Düğün evinde işin ne?
Düğün senin evinde...
Gir, gir oyna, çık çık oyna...
'Oldukça mütevazı, gerçek hanım efendi, ' eşinizle
Sağlık ve Afiyetler içinde Mutluluğunuz daim olsun.
TÜM YORUMLAR (1)