saçlarına fırtınalar ektiğim
gül teninde başakları biçerdim
bir yudumluk sevda ile
perçemine
hasret yüklediğim
yıldızsız geceden
odama düşen aydınlığımsın
vurulmuş yanımda
toprağa değen kanım
titreyenkorkularımın
yürekli bakışlarısın
kadınım
akrepsiz yelkovan gibiyim
yokluğunda saati şaşıran
saniyelere gebe kalırım
tutsak olurum zamanın en amlamsızlığına
üşürüm
üşüdüğümde tenime vuran sıcaklığımsın
yalan hayatın
tek gerçeği
kalleş pusuları delen
direniş yüreğimsin
şakaklarımdan süzülen alın terim
emeğim gibisin
tütsü dumanında dağılır efkarım
uçsuz ve bucaksız derinliklerde
ararım
yontulmuşbedenimi
tenime diken olur
pençe pençe hasret
batar yokluğunda etimin
en yalın ve savunmasızlığına
kadınım
hasretim
rahme düşen bebeğe
kürtaj yapılırcasına
feryat eden bir anne gibi
haykırırım
öfke öfke acımı
varlığınla öter
gönül kafesimde kuşlarım
yağma edilir umutlarım
yitik bir savaşın ganimeti gibi
tutulurum o zaman
ayın şavkında
cama vuran hüznüme
varlığına bilendiğim
taşa tutsan kar etmez
dişlerim kör ve çatlak
ve ben seni senle
kendimi nefesinle avuturum
özgür bakışlım
mülteci gülüşlerine yandığım
kadınım
Kayıt Tarihi : 21.4.2010 17:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
slmlar.
TÜM YORUMLAR (1)