Evlatsızlık bir kader değildir! Yetimhaneler annesiz babasız çocuklarla dolu! Bir çocuğu evlat edin! Bir yetimi güldür, cennetini hazırla! ..şair Hülya Kaya
..
Kader dediler gurbette cektiğim
Hasretle özleme
Ama bilmiyorlardı
Biri gurbete ekmek için çıkar
Diğeri bulunduğu yerden sıkılmış
..
Kader diyorsun bunasıl kader
Acıyı çileyiBenmi istedim
Seni seviyorum deyipte hergün
Ayrılık acısını gönlüme düşürüverdin
Şimdi perişanım deli gibiyim
Aşkınla çöllere düşmüş Mecnun gibiyim
..
Ansızın vâki kazâdan çıkıyor bir ta'cize
Yine beklenmedik anlarda çıkar mu'cize
Yaşayan herkese evvelce yazıymışsa kader
Kalıyor Hakka tevekkül ile sabr etmek bize.
Vâki = vuku bulan
Ta'cize = sıkıntı
..
Ayrılmak kader olmuşsa, mümkün değil değiştirmek,
Yaptığını yapacaksın, bil ki boşadır direnmek,
Nasıl diyeceksin bilmem, benim kaderimdir demek,
Kaderim diye bakarsan, mümkün olur mu düzeltmek,
Kaderim diye beklersen, sonunda olur kaderin,
Sen çalış ve çabala, kader mevzusu pek derin.
..
“Dayanamayız! ”
Hep ağlattın beni, güldürmüyorsun
Gözyaşlarımı hiç, dindirmiyorsun
Beni sevdiğime, sevdirmiyorsun
Ne suçumuz var ki, ne istiyorsun
..
Böyle bir yaşantı istemezdim ben,
Karanlık içinde yaşamazdım ben,
Beni sevenden uzak kalmazdım ben,
Bu nasıl bir kader söyle emmioğlu.
Güvendiğim dallar kırılan oldu,
Gülen gözlerime göz yaşı doldu,
..
Her türlü bu ahvali kader yazmış başıma
Kime şekva edeyim acı katmış aşıma
Lakin bu gün bir güzel çıkardı ki karşıma
Ve gönül aldı verdi sevda geldi başıma
Kader çile demekmiş çile mi çekeceğim
..
Gözümüz yaşlarla dolduysa eğer
Gülümüz ansızın solduysa eğer
Dalımıza hasret konduysa eğer
Bu işte Kader in bir parmağı var
Yıllardır mutluyken hüzünle dolduk
Bir anda gururun esiri olduk
..
Gizli olan aşkımız
Artık dillere düştü
Böyle miydi yazımız
Kader bize de küstü..
Bizi bizden aldılar
Kuşlar hüzünle öttü
..
Bıraktığın gibi sıcacık her şey, soğumadı bıraktığın bu sevdanın ateşi, sönmeyecek güzel gözlüm. Aniden oldu her şey, aniden gittin sevgili, her şeyi ardında bıraktın. Yazık oldu hayallerimize, yazık oldu gençliğimize, dolup dolup boşalan gözlerimize, yazık oldu bebeğim. Oysa çok ağladım gitme diye, çok yalvardım. Nedense silip atmıştın yüreğinden, gözlerinden. Halen canım yanıyor biliyor musun? Halen gözlerim seni arıyor, dudaklarım seni söylüyor, yine arkadaşlarım seni soruyor, gecelerim seni arıyor, rüyalarım yine seninle sabahı buluyor.
Ne diyelim kader mi? Oldu mu biz, olmadı mı kader mi diyeceğiz? Seninle yaşadıklarımızı düşünmeye zamanın kalıyor mu? Sende hatırlayıp duygulanıyor musun? Eminim ki her seven aynı düşünür. Aynı duyguyu yaşar. Her şeyi yavaş yavaş yoluna koyuyorum. Sen yoksun, ama senin istediğin gibi yaşıyorum. Hayatımda yapmam dediğim şeyleri sende yaptım. Prensiplerimi yok saydım. Pişman değilim. Son zamanlarda hep okuyorum. Aşk ta taviz verilmemeli, yoksa aşk aşklıktan çıkıyor deniliyor. Biz çok verdik sevgili, çok çabuk harcadık, bitirdik, tükettik. Artık şunu da biliyorum ki, gelmek istesen de, pişman olsanda inadına kurban gidecek bu hayalim. Ben çok değiştim, artık ağlamıyorum, üzülmüyorum, yokluğuna isyan etmiyorum. Hiçbir şeye sinirlenmiyorum artık. Senin koyduğun kuralları uyguluyorum yine, fakat seni anmıyorum, eve gidip başımı yastığa koyduğumda seni düşünmüyorum.
Geçen gün gazetede bir aşk hikâyesini okudum. Severek ayrılmak zorunda kalan iki amca çocukları, aile arasında problem olur diye saklamışlar aşklarını, ikisi de başka biriyle evlenmişler ve 58 yıl hiç görüşmemişler. Kader onları huzur evinde buluşturmuş, sarılmışlar bir birlerine, ağlamışlar, hasret giderip eski günleri yâd etmişler. Bir birlerine olan aşkları yeniden alevlenmiş. Evlenmişler ve demişler ki eğer gerçekten sevip seviliyorsanız hep sevdiğinizin döneceğini bekleyin. Zaten ne olursa olsun o sevgi tükenmeden yaşıyormuş yeter ki yaşatmasını bilin! Böyle bir şans verilse idi huzur evi benim içi cennet olurdu heralde, zaten adı üstünde huzur evi, belki huzuru orada yakalardık. Belki hiç ayrılmazdık. Eğer gerçekten senin sevgin devam ediyorsa bu hayali kurmak için açmamak üzere gözlerimi yumarım.
Bugün Cuma, izin günlerimi bitirdiği daha önceki mektuplarımda belirtmiştim. Çarşamba dâhil, Perşembe Cuma günlerini, kendime özel tatil günü olarak belirledim. Çünkü Çarşamba günleri sana gelmek için büyük heyecanla hazırlık günümdür. Otobüs firmasından yerimi ayırıp, Perşembe sabahı erken saatlerde, terminal çay ocağından sıcak çayımı yudumlarken 05.00 otobüsünün gelmesini beklerim. Binememek koymuyor ama kavuşamayacağımı bilmek yıkıyor beni, çünkü beni bekleyen yok. Otobüsün arkasından el sallarım. Gelsem de göremem, görsem de yaklaşamam. Zaten yüzüme bakmazsın. Değil mi? Otobüsün dönüşünü beklememe bile gerek kalmıyor zaten senden ayrılıp gelmeyi hiç sevememiştim. Böylelikle seninle geçirdiğim anların sadece sana gelişimi kutlayabilirim. Eve geldiğim de biriktirdiğim biletlere bakarım. Yanlış anlama seni anmıyorum, sana ağlamıyorum. Sadece yolculuğu çok sevdiğim için biletlere bakıp hasret gideriyorum. Gülme ama yine kendimi kandırıyorum değil mi? Varsın sen öyle bil.
..
Tükenmedi uzun yollar,
Yana düşer şimdi kollar,
Kader değil haset kullar,
Tükenmedi uzun yollar.
Hâlin nedir soramam,
Çok sevmişim kıramam,
..
Bu ne garip, imtihan
içimde meyhane, han
Derin iç çekiş, buhran
Kader dolambacında.
Dehlizlerde uyumak
istiyorum kalkmamak
..
Yollar yollar garip yollar
Kader beni kime yollar
Gurbet elde kimsem yok ki
Şu halimi bilmez yollar
Bilmem kader neğin peşinde
Ayrıyım o nazlı eşimden
..
Hayatıma baksan inan şaşarsın
Çileler yorganım dertler yastığım
Yanımda otursan belki ağlarsın
Çileler yorganım dertler yastığım
Hep yokuşlar çıktım hayatım boyu
Ne bir tepe gördüm ne sahil koyu
..
Anne yüzü görmedim zaten ezelden.
Saçımı ağarttın önce gazelden.
Mahrum ettin beni bütün güzelden,
Neydi bana kastın söyle be kader?
Talih vurdu benim kolumu kırdı.
Öz dayım kıskandı başıma vurdu.
..
Talihi yar olanın yar sarar yaresini
Talihi yar olmayanın felek yıkar hanesini
Keçecizade İzzet Molla
Şans,talih,kader kısmet denilen şey ilahi taksimattan payımıza düşen,bizim için taktir edilen yardımdır.
Etrafımıza baktığımızda bazı insanların hemen her konuda şanslı olduğunu,her tuttukları işi başardıklarını hayatta her istedikleri şeylere kolayca kavuştuklarını görür,imreniriz.Hayatta,insanın başarılı ve mutlu olabilmesi için,sorumluluk almaktır.Bu gerek,beşeri hayatımızda,gerekse manevi gidişatımızda değişmez bir kuraldır.Sağlam hesaplara dayanılarak,her işi düşünerek,planlıyarak acele etmeksizin yaptığımız işler bizi başarıya emin adımlarla götürür.Hayatında,başarılı ve mutlu olmuş insanların sahip oldukları cazip olanaklar,genellikle uzun yılların sabır,sebat,tecrübe,azim ve iradeyle gösterilen akıllı çabaları sonucu elde edilmiştir.
..
Seni sana şikayet ediyorum ey kader
Geceler zindan kadar karanlık her yanım keder
Yaram yürektedir,ey felek el çek yaramdan
Aylar oldu almadım bir haber kuzgun karamdan
Seni sana şikayet ediyorum ey kader
Hayatımın baharı gelip geçti ömrümüz heder
..
Noktayla virgülün hikayesiydik biz
Sen hep sonları getiren, bense ortalarda gözü yaşlı bekleyen
Beni hep cümle aralarında unuttular
Sense hep sonlarda kaldın, benden çok uzakta
Ben bir çare, noktalı virgüle bile razı
Sırf seni anımsatır, gözümdeki yaşı siler diye
Neden satır aralarında beraberce konmadık yan yana?
..
zırh giymiş entaridir, essah kaderim
çivi çakılmış ciğerime; keser nafile,
muhtırası ten lekesi,çil çil dert ekerim
mıh gibi alnımda kader,balyoz nafile
yaprağa baharı dolalı,dala kabuğu
yaprağa tırtıl konalı,dala leylek
..