kader koydu adını, bir ince kader...
tuzak kurdu hayata,
ihtiyâra, gence kader...
cân'ı cânân'a kattı,
savurmadan önce kader...
ben mi kaldı biz'den; yoksa sen mi?
aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Devamını Oku
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
«sen, bensizliği bir âb-ı hâyât gibi içiyorsun;
oysa ben, cehennem bilmişim sensizliği.» (***)
ömrüme hasretten pusu kurdun,
kalbinde ölüm sessizliği.
-------------------
geçtim tüm cennetlerden;
bir su-i zân kaldı bende.
bakışları körelten
kör bir îzân kaldı bende.
silemedim gönlümden;
nankör yüzün, kaldı bende! ............!
tam da deminde
şimdi ellerimizde
aşka dair
ne kaldı..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta