Kader Deme Şiiri - Sermet Apaydın

Sermet Apaydın
151

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kader Deme

KADER DEME

Söylesem meramımı tüm aleme
Kaç kişi kulak verir ki sesime?
Desem ki haksızlıklar diz boyu değil:
Boyumuzu aşmış şu bozuk düzende
Derde derman olmaya kaç kişi gelir?

Düşünceler kadar özgürlük olabilse
Diyebilsem bakın işte sorunlar böyleyken böyle
Gerçekleri bir seçebilsek artık
Söylemlerin rengarenk değiştirişlerinde

İşim,gücüm kalmadı benim
Sabah akşam sahtecilik ararım
Riyaların o ince enginliğinde
Balık hafızaların yoğunluklarında
Neler neler unutuldu neler neler
Hatırlatsam da bana; ama o dündü derler!

Öyle ağızlar var ki o ağızlarda da ince birer dil
Aman! Ne söylemler ne söylemler dillendirilir
Riyalardan pembe düşler yaratlır
Harlanan sorunlar küllendiririlir

Umut dünyasında tevekkülle yaşar benim dostlarım
Daha koyun olamadan sürülere katılıverir o saf kuzularım
Üflenenlerle kulakları şenlenir
Vaat edilenlerle gelecekleri süslenir
İtaat erdem sayılır
Hak aramak ta isyan
Ölmeyecek kadar ye iç
Çobanları için de her gün bayram!

Kader deme canım ciğerim kader deme
Bir bak hak için Hak yolunda boyun eğmeyenlere
Yaşam sınanıp denenmektir güdülmek değil
İnsan olan sadece erdemlerle yoğrulmuş olanlar önünde eğilir!

SERMET APAYDIN

Sermet Apaydın
Kayıt Tarihi : 21.2.2013 11:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ülkü Şahin
    Ülkü Şahin

    Bir mü'minin kadere ian etmesi nasıl farz ise, aynen öyle de; imtihan gereği başına gelen musibetlere tahammül göstermesi de muttaki ve salih olmanın muktezasıdır! Zira kamil mü'min ayni zamanda mütevekkil olmak demektir!

    Hak aramaya gelince; Bu eylem meşru dairede olursa gayet normaldir ve tevekküle mugayir bir davranış değil dir! Ama bu hak arama girişimi başkalarının hakkına tecavüz tarzında ve ya; başka haksızlıklara kapı açacak bir usulle olacaksa, o hakkın tahsilinin mahşere bırakılması daha evladır! Allah (cc) ın resulü Hz. peygamber (sav) efendimiz kendinen geriye kalacak olan al-i beyti nebevisine ve güzide ashabına ayni şeyleri söylemiş ve 'Haklarının verilmediği bir dönem geldiğinde, havz-ı kevserin başında buluşuncaya kadar sabretmelerini' salık vermiştir! Ashab ve al-i beyti nebevi de aynen denilenleri yapmışlardır!

    Bera-i malumat!

    Hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Sermet Apaydın