Saat sabahın beşi
Güneş suskun, gece sakindi
Dayanılmaz bir hal almıştı ruh hali
Kaçacaktı
Belirdi ahşap kapıda çıplak ayakları
Sessiz olması ne zordu
İmkan vermiyordu hızlı atan kalp atışları
Kaçacaktı
Mavi gözleri süzdü karanlığı
Siyah saçlarını nefesine siper etti
Eşikten attı o adımı
Çıplak ayakları
Elinde bir çift ayakkabısı
Üzerinde iki parça kıyafeti
Korkularını cesaretine bağlayıp
O zayıf düğüme inat
Kaçacaktı
Daha 17 yaşında ne yaşamıştı
Kim izah edecekti
Baba evinden bu denli kaçışını
Ne kadar yürüdü
Ya sırtında ki yükü ile
Eksik kalanı tamamlamaya
İki parça eşya bir çift ayakkabı değil ya elbette
Annesi onu terketmemiş miydi
Başka bir adam ile evlenmemiş miydi
Ondan bir oğlu olup
Onun yerine onu sevmemiş miydi
Tıpkı babası gibi
Durdu bir demir kapıda
Kapı mı daha ağırdı yükleri mi
Tarttı
Baktı
Çöktü dayadı duvara sırtını
O boyası yer yer beyaz olan mavi kapının arkasında
Onsuz kurulan bir hayat vardı
O an onun için tam bir araftı.
Dönemezdi geri
Betonerme evlerin kerpiç evlere savaş açtığı sokakta
Güneşin işaretini beklemişti bir başına
Sokak boydan boya boyanınca ışığa
Kalktı
Çaldı zili
Kapı açıldı
Korktuğu gibi olmadı
Kollar bedenlere kilitlenmiş kalmıştı.
Işığın daha girmediği koridora attı yine o çıplak ayaklarını
Ve yeni hayatı için var olan şansını sırtlandı
Peki ışık o koridora girecek miydi arkasından
Huzursuzluğu yakasında
Seçti inanmayı.
Kayıt Tarihi : 7.6.2024 13:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!