Kaçırdığımız Keçileri Yakalayabilecek miyiz Bakalım
Çok mu sizin keçiler? Duyamadım bin beş yüz iki bin kadar mı dediniz? Hani meşhur Silifke Türkü'sinde var ya ''Aaaslı yok yaylasında bin beş yüz koyunum var benim.'' diye de devam eder gider. ''Ama o türkü de geçenler koyun mu diyorsunuz?'' Olsun ne fark eder ha koyun he keçi... Canım siz de keçi gibi inat etmeyin her konuya... Abdurrahman Çelebi onlar. ''Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi.'' derler ya...
Ben de zaman zaman kaçırırım keçileri... Siz de mi yoksa? Çoban değilim ama yine de kaçıyor işte keçiler, arsızlar... Sizde mi kaçırıyorsunuz zaman zaman? Nasıl mı kaçar keçiler? Ağıldan çitten atlarlar dağlara doğru ha babam de babam koşturur durular... Öyle mi zannediyorsunuz? Yok yok, öyle kaçmaz keçiler diyeyim size... Keçiler zaman zaman televizyon seyrederken kaçar. O geri zekalı televizyonlarda magazin programlarını izlerken hani sunucu kardeş yarım dakikada bir ''Az sonra az sonra.'' der durur ya işe o zaman kaçar keçiler... Keçilerde sevmez benim gibi magazin programlarını ve az sonra kelimesini...
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta