sonsuzluktaki o ışığa ablam Şengül'e
sen şimdi geçmişi geleceği bir dizeye bırakıp
nereye gidiyorsun
gecenin işvebaz yıldızlarından düş kaparken
kandiller yakıyorsun ertelenmiş mabetlerine
kendini iç sesinin girdabında sınıyorsun anladık da
bizi bu hayatın yalnızlığına azdırıp
söyle nereye gidiyorsun
meczup tutanağı gözlerimize kül olur sıcaklığın
suskuya eklerken yağmurun lal damlalarını
bizi hangi çığlıklara nefes eğliyorsun
hani sorular vardır yanıtı kendine ağır
bir şeyler söyler elbet gecenin haritasını örseleyen kuşlar
yağmadan arta kalan kentlerin şaşkınlığı gibi bir şeyler
yok kentlerin… can vermiş kentlerin
şimdi bizi hoş sedasız bırakıp elbet gidiyorsun
kendinden yok, bizden eksik kılarak
her şey, hepsi… bu terk edilmişlik kabulümüz de
ama söyle…
zamanın rüzgarına dağılıp böyle nereye gidiyorsun
Kayıt Tarihi : 11.11.2017 15:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!