Kaç insan ölünce olay önem kazanır? bölümünü aldım öne…
sorun burada sadece ‘olay’. En son çıkacak netice zaten yanıtı olacaktır…
Olay, ilk ne zaman belirmişti? Aile içi mi? Namus konusu muydu? Ben’liğin belirtisi olmaya ne zaman yüz tutmuştu? ‘Seninkisi ben’lik ise benimkisi ne sanıyorsun’ belirtisine kadar ne çok zaman bu duyarsızlık beslenmişti? … Seni bana, beni sana kaygısız ve duyarsızlaştırmaya bu zaman hakkı tanındıysa eğer, yine ben ve sen olacağız kendimize soru soran… Zira,
Yapanlara soru sorulamaz. Önce etkisinde kalanlar analiz edilerek konuyu düşünenler olmalılar. Onlar kendi tutumlarında güçlendirildikçe, yapanın oynayacak mekanı daralır. Ve acıttıkları boyutta sıkıştırılırsa, o acı noktada konuşurlar onlar da… bülbül gibi şakırlar ve hatta gözlerinin pınarını alet olarak amaca kullanmaya başlayacak ve bilmem daha nelerle bu acınma sefaletini bile sürecek… işte bu alanlar da daraltılmalı, ki ancak o zaman gerçek karşısında olduğuna inanabilsin o utanmaz denilenler…
Onlar utanmaz da biz neyiz peki? Konusuyla başlamalı…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
''Tebrikler,
Eğer ölümler azalsın isteyen isek konuşalım bunu! Öyle konuşalım ki, oradan buradan yamalık yaratamasınlar, hatta sızlanmaya kadar uzanacaklar onlar, buna da fırsat vermeyecek kadar bilinçli, inançlı, direnişli konuşalım biz!
severek okudum güzeldi emek ve yüerğinize sağlık,''
Ali Asker Çataltaş
Kutlarım çok güzel bir yazı Emek ve yürege selam olsun diyorum
güzeldi Sevinç Hanım
kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta