Burnumu cama dayadım ve
Nefesimden bulanmasına aldırmadım görünenlerin
Aslında belirsizleşmeleri azaltıyordu
Gidenin ben mi yoksa hep kıyılarda bulduklarımız mı
İkilemimi
Camlaşmayı becerememiş bir iki kum tanesini de
Ciğerlerime kadar gitmelerine aldırmadan
Çektim içime
Boğazımda hep bir gıcıkmışçasına
Duran ne kadar yırtınsam da çıkmayan
İsmindeki sesli harfleri kapatmaya çalıştım
Yaralı ellerimle
Olmadı taştılar
Ama diğer yanlara bulaşmaya çalışmadılar
Yol kıyılarında yine tuhaf bir tuhaflıkla
Çamura bırakıldığı halde
Çamurlu olabiliyormuş gibi görünen
Tek tip ayak izlerinden
Nedense herkesin eve döndüğü hissine kapıldım
Sonra kulak zarımın son parçasını da
Anlamsız bir melodiye kaptırdım
Sonra güneş gitti
Ve ışıklar çizdi gölgesi bol bir şehrin resmini
O çamurlu izler de zaten bu şehre aitti
Ama toprak bu ayak izlerinden tiksindiği için
Çamurlanıyordu bir ihtimal
Ve çamurda insanın hayatı kayıyordu
Belki de çamurdan bedenimiz
Geri toprağa kaynamak için
Bu şehrin ışıklarını yakıp söndürüyordu bize
Sonra nedense karanlıktan cesaret alıyormuş gibi
Ortaya çıkan rüzgarın
Ruhumu,bedenim dediğim çizginin
Dışına çekebileceği ihtimaliyle
Omuzlarımı sıkıyorum yarası
Tahammül edemediğinden kapanmış ellerimle
Telaşla avuçlarıma bakıyorum sonra
Çizgilerin yerli yerinde olduğunu görüp
Bu sefer de şüpheleniyorum,sanırım önceden
Daha uzundular
Rüzgarın daha az esen yerlerini bulmak için
Sağa sola kıpırdandığımda ise
Aslında bütün kaburgalarımın tek tek aynı yerinden
Kırılmış olduğunu fark ediyorum
Ellerime sığmayan ve içimi dolduran
Sesli harfleri düşünüp elimde olmadan gülümsüyorum
Beni götüren şey
Bir boşluğa çarpıyor ve yankılandığından çok çıkıyor ses
Burnum da kırılıyor
Ama cam, kum taneleri ve buğu hala sağlam
İçim rahatlıyor
O buğuya kazınıyor adın .ak
Abdullah Korkmaz AkiKayıt Tarihi : 22.8.2009 01:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!