Kabuk
Suyla karıştırdım hamur oldu on
Dokunsam bulaşır hamur
Un serptim yüzüne aslını
Yuvarladım açtım şekil verdim
Dünya gibi yer şekilleri
Fırına verdim
Mübarek ne de kızarmış
Kabuk bağlamamış dokunmuş
İştahımıza el vermiş
Kabuk ayrılığımıza el verebilmek
Bulaşmadan bir birimize
Ağızdan çıkan her güzel söz
Çiçek açması ağaçların
Meyveye durması bir şiir bir hikâye
Ham olgun bu yenmez çok olgun
Her meyvenin çekirdeği yenmez
Al bir kayısı çekirdeği
Aldın taşı kırdın çiğidi çıkartmak için
Adamı eleştirdin özünü diline vursun diye
Ya söz kabuk bağlarsa
Şairliğin ötesinde söz kutsanarak
Ne hoş dinlenir ama anla anlaya bilirsen
Adamın kafasını kırmadan, eleştirmeden
Ramazanı şerif geldi
Bir gün değil bir ay kovalarız yılı
İşte hicri takvimin çekirdeği özümüz
Ama ne güzel kabuk bağlamış
İnsanın kırası gelmiyor
Ama yüreğimiz yanıyor
Ağlıyoruz gözyaşımızla soğutmaya
Niye bu ıstırap
Sade yalın anlatılsa özünü alsak
Misal muz kabuğu gibi kolayca soysak
Aşırı ağdalı söze ruhu üzmeye ne gerek var
Ramazan programlarında kulak kesle duymaz oldum
İzleyip dinliyorum ama
Duymadan görmeden özümle soymadan kabuğu
Özüne varan her öze varır
Kimse kandırıp etkileyemez
Ne özüm bulaşır
Ne ortalık kabuk saçılır
Bir düşüncenin kabuğu fikir özü akıldır
Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 27.4.2020 15:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!