Öküz boyunduruğa alıştırılır. Ağır yük altına koşularak… Kırbaçlanarak… koşullandırılarak. Sonra zorlanmadan yapar bu işi alıştığında… Hadi bunu öküzlüğüne sayalım…
Ayı oynamaya alıştırılır, tefle kızgın sacın üstünde… Alıştıktan sonra, kızgın sac olmadan da tef sesini duyunca oynamaya başlar… Bunu da onun ayılığından sayalım…
Fil daha yavru iken ayağına kalın zincirler bağlanarak alıştırılır, o zincirlere itaat etmeye… Alıştıktan sonra, ince bir ip yeter ayağına, ip azıcık gerilince döner geriye…
Eşek de, eşek olduğu halde, hemen ‘’evet’’ demez semere… Uğraştırır eğiticisini günlerce… Eğitici göze alır, hazırlar, kendini onun tekmelerine…
Aslan özgürdür, gelmez hiçbir zaman boyunduruğa, yulara ve semere…
Ya insan, insanı onlardan ayıran aklı derler… İnsanın akılsızı eşek, öküz, fil, eşek gibi boyun eğmeye alışınca koşar her türlü hizmete, ama asla eşek, öküz, fil, ayı dedirtmez kendine… Ama aslan dedin mi kırışır…
Yani bazı insanların bilinç altını bilince çıkarmaları, bir sivil darbe ile oluyor. Ama darbe ile akıl elde edilemeyince sonuç bambaşka oluyor…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta