Ve boynun ki kapkara çıbanlara salınmış
çapaçul çaputların çürüdüğü
Türbedar hazretcil bir melaike mevsimde
yabani nesillerde kahreden bir kesirde
Boynun ki ey adı soykırım zikredilen
zulmün boyunduruğunda
Kusmuklu postalların zeminin altında
Göğsünde yontulan uçurumdan derinlik
Ey bin yıllık fırtınanın kurşunlanmış argosu
Dön ey açılan her cepheden yenik
Çatallı yüreginde çıngıraklı yılanlar
Bir uçurum kadın gel konsomatris iklimden
Narkozdan soluklarla nemli Ahtapot üfle
sipahipazularla kara yagız kısraklar
Tükürdüm ilmiğine bir uçurum gel öyle
depresyonlu böceklerle nefesimi düğümle
Obsesyonun takıntılı mahallinde kompülsif
Uzun menzil bir mavzerdir senin sesin
Vurulurum kaçtıkça sesinin yankısından
Gidersin Ah açılır yüzümde yüzbin bıçak
Ben Vurulup devrilsem bir kaplan heybetiyle
Cesedimde senden miras kardelenler açacak!
Giderken okyanusları toplayıp götüren kadın
Çığ düşüren anıların altında harabedir
Sesinin eğimine takılmış dudaklarım
Giderken ayagımdan okyanus çeken kadın
unutulmuş her adam mezbeledir anladım
Karanlık meyhanelerden gelendi babam
Kendine katlanan demirden bin kapı gibi
Kitlenirdi geçmişinin çilingirsiz eşiğine
uçtan uca akan kadavra bir ırmak gibi
dökülürdü sokakların dölyatağı tenine
flavtası çalınırdır pan çehreli keçilerle kahve önleri
çuhası çok kırmızı, daracıksa masası, hayal(ettin) dumandan
salarken keçileri dükkan camlarına sarhoş edilsin.
diyedir maça kızı atmaların, çifte gitmen okeye sesleriyle taş.
bir briçli cumaları odur gezindiren yüzde devriyelerle
odur yankısı gizlediğin sesleri eden gürültüsünden
Girerim ki çok küfürbaz meyhane olmadığındır
Girerim kafam kıyak değil sonra olacak
Afili Ağır dumanlar girdim ki olmadığındır
Döner kapı, kustugum cam, kadehlerse sekarat
Girerimdir bıçak bıçak argoyla mesken tutup
oturdum ki bir tabure putlar patlar elimde
bin yıllık enkazından huruç ettiğim denizin
ve kördugum burgaçların dügümlü ahkamıyla
burgu burgu çözülerek bir kente indiğim
korkunc bir tufan gıbı kenti tersyüz ettigim
okunaksız yazgım kadar silinip esırgensin!
Elim lam mim sad ey kutsanmış Kelime
münzevi kalyonlarla hala parçalanırım
derinligine sarplaşan kayalık gözlerinde
betonarme öfkelerle cehennem çiçekleri
büyütürken şehvetin gövde güvertesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!