Ey tarihin heybetiyle kutsanan ulu çınar
İmparator gövdende şehzade yapraklar var
Zonklayan şakakların balyoz kente ayarlı
Saltanatın kıskandırır koftiden sultanları
Damarlı tunç bedenin merhametin sathında
Zebellah cüsselerle yırtınca toprakları
sapsarışın çöllerden koptu üç vahşi kısrak
yeleleri bileylenip keskinleşen mızrak
bin tonluk tornadoyla kitlenip doludizgin
çözül de ey keskinleş çöle inen giyotin!
karanlık kargılarla bilenmis üç karaltı
harami bir tahakküm kusarken yerin altı
Teşrini sani yok teşrini evvel mi ki ikircik
melankolik karasal bir iklimde yeknesak
dökme bronz manastır kunt kalbi araladık
kapakçık kalp bir çift külüstür kalp hurdahaş
Dedi ki: 'Madem öyle,
beni azdırdığından dolayı onlar
için mutlaka senin dosdoğru yolunda
oturacağım”(Araf)
.
Çift cinsiyet bir mahcubiyet Bulvarında
Ve Elbet Bir Ustalık İsterdi Seni Sevmek
Bir Ayna Kılınarak Sırf Aksini Göstermek
Çıktım ki benmisim kambur kadırgaları
kargılı Kalyonları sırtlanıp
korkunç bir çalkantıya tasıyan
Bir sokak lambası mı isli puslu görünen
Bir kentin hayaleti yansır her gün yüzüme
Dururdu şehrin kalbi sen olmayınca birden
Ey kadın hayaleti dokunma sessizliğime
Dokununca dagılır gölgemi saklayan su
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!