Hep parelense ömrümüz,
Ne çıkar aşk yalan oldukça,
Kızarsa öyle kalsa yüzümüz,
Ne çıkar söz boş oldukça....
Zaman kayıp gider bak ellerinden,
Kara kalem,
Kara kağıt,
Yaz hadi ne yazacaksan,
Okuyamadım,okunmadı,
Dokunmadı yokluğun,
Kara yalan....
Bu mektup sana,
Unutulsa da posta kutusunda,
Belki hiç ulaşmayacaksa da,
Görünce ismimi üstünde,
Hiç açmadan yırtıp atsan da,
Bu mektup sana...
Doğabilmekse herşeye rağmen hergün yeniden hayat,
Mezarımıza çiçekler eken bir yar olsun gidelim rahat rahat,
Bilemedim ey hayat sende mi, bende mi kabahat,
Bilsem de manasız gitme vakti yakındır, git artık diyor, Duvardaki saat....
Dostlar kalır,hatırları beyhude,
Kendileri şimdi kimbilir nerelerde,
Gece çöktüğünde,istanbul mahşer yeri
Göz gözü görmez,sesler duyulmaz
Gençliğimiz ilkbahar seli,
Dostlar gider kalır hatıraları biçare..
Dündü aşk dündü ihtiras
Şİmdi kalan vasiyetsiz haz,
Öyle uzaksın artık gittiğinde çiçekleri baharın,
Açıyordu olmadı ondan sonra bir daha yaz.
Yönünü kaybetmiş takayım fırtınada,
Acın acımdır bil istedim,
Sözün sözüm,
Sen konuşma,dilin kelama gelmesin
Sesin bir sonbahar,bir hüzün,
Konuşmasan da duyarım ben
Konuş susma istedim....
Yaralı kuşlar memleketi gönlüm,
Uçtuklarında yaylara uğrayacaklar bana,
Yaralı bir kuşun son nefesi aşk,
Aşk-ı muhabbet mezarı gönlüm..
Sensizliğin ertesi bahar yağmurları,
Aşkım tepelerinde esen meltemi bu baharın,
Aşkım membası karlı dağlar, çağlayan tertemiz su,
Aşkım bitmeyen tükenmeyen sel
Güneşli rüyalarımın mahdumu,
Aşkım uzaklarda,
Boşuna bekleme,
Sana değil bu yolculuk
Her limanını mesken tutsan da memleketin,
Sana değil kavuşma...
Vurup da gittiğinde düşünecektin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!