bir eski zamandı
hangi mevsim bilmem
hangi aydı
burası öyle dingin
öyle sin sin
efsunlu bir kasabaydı
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Gaybubete kalbolmuş ne çok kasaba var aslında gönüllerimizde, en önemlisi de tekrar yaşanılası hatıralarımızda. Ve biz hep aradık, yorulmaksızın, tekrar bulabilme ümidiyle... Tebrik ediyorum kuvvetli kaleminizi...
duygu dolu şiir yürekten yazılmış bende yürekten kutlarım Mahmut bey...
Kasabaların dili olur mu bilmem? Fakat şairin kaleminden böyle güzel düşerse sözcükler kağıda kasaba gayrı dili neylesin?.Efsun şairin yüreğinde, kaleminde... Sadece bir kaç kez uğradım. Konup göçtüm o efsunlu kasabadan. Ve Kumlaya' da. Sevdim ama, bilemedim şairin gözünden bakmayı.Bilemezdim de... Çünkü ya yaşayarak yazacaksın. Ya da yazarken, yaşayacaksın...
Genelde yazarken yaşayanlardanım. Okurken de yaşarım. İşin kötüsü mü iyisi desem buna?...
Bilmem hangi mevsimdi
Hangi Asır
Ey bu Efsunlu Kasabada
Sevdalandığım Kasır
Ey Tatlı Zehir
Böyle değildi kavlimiz
Böyle değildi elbet
Diyor şair. Ahde vefa olsaydı veya tüm sevdalar vuslatla sonlansaydı efsane olamazlardı ki bazı aşklar...
Kutluyorum bu çok güzel şiiri. Şairin kaleminde konuk olup bu sefer bir başka gözle baktım Gemlik'e. O kasrı aradı gözlerim ve sevdalılarını.Sonra: neyin eski tadı kaldı ki mezgitin ve zeytinin kalsa diye düşünmeden edemedim...
Kutlarım Mahmut bey. Hoş bir şiir şöleniydi ruhuma...İyi geldi.
Çok güzeldi, içtenlikle kutluyorum kaleminizi...
Geçmiş zaman olur ki 'hayali ömre bedel..'
Kumla.. Gemlik'ten Marmara sahiline doğru 'şiirin bir tatil kasabası..'
Kumsalı uzunca, önü de açık deniz..
Ve orada bir köşk..
Köşkün müdavimlerinden biridir 'sevilen, gönül verilen..'
Geceler şahittir sevdaya.. Ateşin etrafında 'daha korlu' bir ateş.
Çaylar, gözlemeler ve hasırdan bir çadır..
Muhtemelen sahilin 'korunaklı bir koyu..'
Muhabbet ise geceler boyu..
Zaman 'arı', insanlar 'düzgün, doğru..'
Sevdalar ve dostluklar nasibini almış olmalı, mutlu insanlar, üçü beşi aramayan 'tok gözlü' müdavimler..
Mevsimlerim önemi yok..
Yenen, içilen 'sevda niyetine..'
Verilen sözler de 'kavli karar' hükmünde..
Ama o hükme, kavle ne oldu bilinmez..
Belli ki 'sözler yerine gelmez..'
Unutulmuş bir asırda kalmıştır sanki sevilen..
Ama hala unutulmayan, hala aranan..
İçim esridi Mahmut Bey Kardeşim.
Farzedin o sahilde ben de vardım..
Çok içten bir şiir. Nakış nakış.. Kutlarım Kardeşim..
İki insan ancak bu kadar birinin yüreğini hissedebilir... Duyabilir....
Yorumunuz beni şiiri, yazarken kollarına düştüğüm hüzünden daha da ağdalı bir efkarın içinde bıraktı şimdi.....
Evet.... Hikaye, tam olarak tahayyül ettiğiniz gibi olmasa da, yorum fevkalede.....
Farzedelim ki Siz de vardınız...O/ 'KAYIP KASABADA....
O Mevsimde
O Çağda
O Ayda.....
Ve Şuh Dolunay, sizin de saçlarınızda şavkırdı....
Sizde gözleme yediniz diyelim Yurdagül Ablanın Hasırdan Çadırında...
Ve Karanfil kokulu çayından içtiniz....
Mümin Abi'nin dudaklarına konan şarkıyı da dinlediniz....
Ama bilmem dedim ya işte....
Hangi Asır
Hangi Mevsim
Hangi Aydı.....
Ben O 'Kayıp Kasaba' kayboldum....
Yıllardır dönemiyorum O Efsunlu Kasabaya henüz yolumun düşmediği mevsimlere, aylara, Asırlara......
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta