Jet Pa Şiiri - Yusuf Ter

1) Yıllar önce, 1994 dün gerilerine gidince insanın olaylar karşısında ne kadar çaresiz ve yalnız olduğunu hissediyor. Bu hissetme insanın kendinin yaratığı olaylardan kaynaklanıyor. Başta suçlu biziz.
Ama, biz olduğumuz kadar, inandığımız, güvenmek istediğimiz duygularımız ağır basıyor.
İnanmak ve güvenmek istiyoruz. Bu zaafımız en başlı zayıf noktamız çıkıyor.Kandırılıyoruz. Jet Pa denen şirkete parayı yatırdık. Benimkisi faizle bir alakası yok. Ankara'da yapılacak olan konut, konutun içinde bir daire sahibi olmaktı, başımız sokacağımız bir ev, ilerde istemiştik, her ay aidatları ödüyorduk. Bu işe çok yakın, Ailemin tavsiyesi üzere girmiştim. Kendisi iki daire almıştı Jet Pa dan, peşin ödemişti parayı, iki dairenin de parasını, büyük bir zarara uğrayacağımızı nerden bile bilirdik ki?
Yılar geçtikçe, gazete sütunların da Jet Pa hakkında olumsuz iddialar yer alıyordu. Bu iddialarda haksız sayılmazlardı. O kadar insan mağdur olacaktı... Olmuştu bile.Endişe içinde haberlerde gazetelerden takip ediyorduk gelişen olayları....

Ödemeleri askıya aldım. Benimle birlikte yakınımda bulunan aile dostlarımız da, askıya almışlardı. Ödediğimiz istediğimizde bizle yapılan kontratı geri istiyorlardı. Tapu dediğimiz sözleşmeyi tabi ki vermedik. Sözleşme kağıtlarını olan bize oldu, paralar gitti, boş tapu elimizde duruyor. Ankara'da ki arsa başka bir şahsın adıyla inşaatı sürüyor
Jet Pa, İsviçre'de bir toplantı düzenleyeceğini öğrendim. İsviçre nin Zürich şehrinde toplantının olduğu yere gittim. Elime de küçük kamera aldım. Başladım çekim yapmaya...

Gizli gizli konuşmaları kayıt ettim. Yanımda oturan arka masadaydık biz. En az 700 kişi vardı katılımcı toplantıda sorular soruluyor. Farklı cevaplar alınıyordu. Bende çekim yapıyordum, bir yandan yanımda oturan kara çarşaflı kadın, çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadı. Çocuk koşarak korumaların yanına gitti. Bir anlık dalgınlığım sanırım göze çarpmış olmalı ki, aradan on dakika sonra iki koruma görevlisi geldi, yaka paça kaldırdılar beni, üst baş araması, kasetlere el koydular. Salondan dışarı çıkardılar,önce basından sanmışlar beni.
Elimde davetiye kartını ve Jet Pa ile ilgili, benimde üye olduğum kağıtları gösterdim.

Ama kasetleri aldılar. Bir ay sonra gel kaseti al dediler. Bakıp inceleyeceğiz dediler.Beni bıraktılar, çekim yapmamı yasakladılar. Müşterinin biri ayağa kalktı.600 bin İsviçre Fr yatırdığını söyledi ve kar payı alamadığından yakındı.Sokağa çıkamaz bir durumda olduğunu anlatı.Onu dinlerken düşündüm.Benimki konut için yatırılmıştı. Bunun ki kar payıydı.Benimki devede kulak bile değildi. Yatan para buna benzer, orda bulunan Jet Pa mağdurları olarak arkamıza bakarak ayrıldık. Savcılık soruşturma açmış, Türkiye de
tutanak tutmuş, orda evraklarımız var. Adreslerimiz var, kimin ne yatırdığı belli, paramızı alacağımız günü bekliyoruz. Alabilirsek. Ankara'da inşat devam ediyor, başkalarının adına, bizim konutlara ne oldu, hak sahibi olabilir miyiz, o konutlarda, yoksa geçersiz mi bizim elimizdeki imzaladığımız evraklar?

JetPa

Çalıştık kazandık gurbet ellerde
Kazancı bir sahtekara yem ettik
Sekiz saat dur duraksız didindik
Kazancı bir sahtekara yem ettik

Geldi bize tatlı diller döktüler
Ne ev yaptı ne bir çivi çaktılar
Paramızla alıp bizi yaktılar
Kazancı bir sahtekara yem ettik

JetPa dedik kocaman şirket dedik
paraları verdik ayvayı yedik
bütçemize açtık kocaman gedik
kazancı bir sahtekara yem ettik

niceleri kandı bu Jet Fadıl’a
nice kazık attı yetime dula
ona verdik kaldık biz kara çula
kazancı bir sahtekara yem ettik

nicesin başına dert oldular
bula bula gelip bizi buldular
bu milleti böyle böyle yoldular
kazancı bir sahtekara yem ettik

lanet olsun insanın puştlarına
aldırmadı kimsenin hoşlarına
zehir kustu fukara teştlerine
kazancı bir sahtekara yem ettik

şerefsizler şerefliden hür yaşar
benim aklım durur buna hep şaşar
bir gün olur kalan sabrımız taşar
kazancı bir sahtekara yem ettik

bu adamlar Türkiye de baş tacı
dünya yutar bir de olursa hacı
acıların bize değer bir ucu
kazancı bir sahtekara yem ettik

modern çağın haramisi bu itler
köşe başını tutmuş kurban bekler
fakir fukara alnının teri döker
kazancı bir sahtekara yem ettik

Yusuf’um yaz yaz bitmez bunlar
yoksulu soydular doymaz onlar
meclise girdi utanmaz soysuzlar
kazancı bir sahtekara yem ettik

Yusuf Ter 25.06.06
Saat 01:56 İsviçre

2) Babam, yıllardır biriktirdiğini çek senet mafyasına kaptırdı. Zorla 250 milyarlık çek imzalatıp,malına mülküne el koydular. Mahkeme kararıyla tedbir konuldu, Kayseri'de ki iki dairesi başkasının üstüne geçti. Hukuk savaşı veriyor. Zorla imzalanan çek, elinden alınan mallar, taşınmaz mülkler var. Mahkeme halen sürüyor... Neredeyse 10 yıl olacak.Bu nasıl adalet, çek senet mafyası hakkında şikayete bulunuluyor.Yeri tespit ediliyor, ama mahkemeye getirtilemiyor.Bu ne yaman çelişki, bu nasıl adalet, sığındığımız adalet bizleri yüz üstü bırakıyor.Elimizde o kadar belge olmasına karşın, haksız yere yapılan bu haksızlıkları, o kadar dile getirsek de, babam şuan da çaresizlik içinde, büyük bir bunalım içinde kararı bekliyor, avukatımız karşı taraf çok dişli diyor.

Jet Pa konusunda da savcılığa şikayette bulunmak istedim, ama
Bu bir benim şikayetimin olacağı iş değilmiş. Mağdurlarında baş vurması gerekiyormuş, diye duydum. Burada bizi bu günlere kadar getiren, çaresiz bırakan devletin hiç mi suçu yok? Babam Türkiye'ye döndükten sonra başına bu işler geldi. Burada yetişmiş, Türkiye'de ki aç kurtlar sofrasını bilmiyor, başımıza ne iş geldiyse güvenden, güvendiğimiz insanlarımızın bizi kandırmalarından geldi.Devlete burada ne kadar güvenebiliriz.Adaletine, hukukuna, mahkeme uzadıkça uzuyor, eli kolu orada bağlı duruyor, babam mağdur bekliyor. Güvendiğimiz adaletin tecelli etmesini...

Yusuf Ter 07.02.2007
Saat 15:17 İsviçre