Sensizliğin ilk günü…
Üzüntünün acı yüzü…
Şimdi yuvamızın her köşesi
Yalnızlık resimleriyle dolu…
Duygularımız imbatlı sahillerin vurgunu
Dünyayı dize getiren
Orduları yeri göğü inleten
Zalimlere boyun eğdiren
Cihanın imparatoru Osmanlı…
Adaletin, ihtişamın muhteşemdi
Hoşlanmadığım ne varsa konuştular
Hepsini ezberlettiler bana
Verilen bunca acıya rağmen
Özümü değiştireceğimi sandılar
Sevgimin gücünü unutmuşlar belli
Son Görüşmemizde,
Üstü Kapalıydı Hep Sözlerin
Ama Saklayamadı Çıplaklığını
Gözlerimdeki Yeşil Gözlerin
Yinede Yalanladı Son Sözlerin
İnanıyorum Doğrudur Söylediklerin
SEVMEK...
SEVMEK ille de birini mi?
HAYIR: daldaki kuşu,
Açan çiçeği ağlayan bebeği...
SEVMEK ille de birini mi?
Damla damla dökülür bakışların
Yeşili unutmuş
Hüznü tutar ellerin
Dokunmayı unutmuş
Elden ne gelir
Yalnızlık alnımıza vurulmuş
Azad Edilmemiş Türküler Çalıyor
Bu Aralar Beynimin Kıvrımlarında...
Her Ezgide, Bir Yok Oluşu Daha Kutsuyorum...
Biriktirdiğim Kahkahaların Arasında Eziliyor, Gerçek Gülüşlerim...
Sensizliğin hasreti vuruyor yüreğime,
Ne yapsam dinmiyor yokluğunun sancısı,
Hergün seni daha çok büyütüyorum içimde
Çünkü yolun sonunda hep senli hayallerim...
Her zaman tanıdık yüzlere baktım
Sağımda solumda, kıyımda köşemde
Benzetebilir miyim birine diye
Ama sen onlardan değilsin
Sonra, bir romandır o dedim kendime
Ben seni,
Sıcak bir tebessümün ardından gelen
“seni seviyorum” deyişinde gizledim
Bundan sonra “hoşça kal” desende duymayacağım.
Ben seni,
Merhaba manadasım..çok beğendim kaleminiz kavi olsun... bu şiire kendimce ses olmaya çalısacağım umarım hakkını verebilirim. sevgiyle..
Canımmm, özlettin kendini, nerelerdesin? ...
Tutkulu ve kararlı güzel şiirlerin yazarı
onu kutluyorum ona hayatında başarı
ve mutluluklar dilerim izabel herşey
gönlünce olsun