Bilinçaltı sözcüklerden çok duyguların titreşimi ile çalışır.
Bu yüzden müzik kelimelerden çok daha derin izler bırakır. Dinlediğimiz müzik sadece kulağına değil, tinimize de hitap eder. Özellikle tekrar eden şarkı sözleri ve duygusal melodiler, bilinçaltında yeni inanç kalıpları oluşturabilir.
Müzik, insanlık tarihinin en kadim ve en güçlü iletişim araçlarından biridir. Sözsüz bile olsa, bilinçaltımızın en derin katmanlarına ulaşabilir. Bugün modern psikoloji, nörobilim ve enerji çalışmaları bile müziğin zihinsel, duygusal ve tinsel yaşamın üzerindeki etkilerini kabul etmektedir. Çünkü müzik sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir titreşim, bir frekans ve çoğu zaman farkında olmadan iç dünyamızı şekillendiren bir programlama aracıdır.
Her birey, belli müzik türlerine yönelir. Kimimiz sakin melodilerle huzuru ararken, kimimiz hareketli ritimlerde özgürlüğü buluruz. Bu tercihler, bilinçaltımızdaki inanç sistemleri, bastırılmış duygular ve içsel ihtiyaçlarımızla doğrudan ilişkilidir. Aslında dinlediğimiz müzik, iç dünyamızın yansıtır. Müzik insanı çoğu zaman biz fark etmeden duygusal geçmişimize, çocukluk travmalarımıza veya ideal etik benliğe* ses olur.
Bütün kadim uygarlıklar müziği bir tedavi aracı olarak kullanırdı. Bugün ise bilinçaltı yeniden programlama tekniklerinde frekans terapisi olarak müzik, en etkin taşıyıcı unsur olarak öne çıkıyor. Çünkü bilinçaltı, dil yerine titreşim duygusu ile çalışır ve müzik, duyguyu en saf haliyle taşır.
Özellikle belirli frekanslar üçyüz herz üzeri frekans enerji gücüne sahip her us duyunc dalga boylarını etkileyerek sakinlik, odaklanma, özgüven, hatta fiziksel iyileşme süreçlerini tetikleyebilir. Sürekli olarak belirli duygusal temalı müzikler dinlemek zamanla bilinçaltında aynı duyguları “normal” hale getirebilir. İşte bu yüzden müzik seçimlerimiz, sadece tinsel halimizi değil, yaşam deneyimimizi de şekillendirir.
Evrenin temel yapısı enerjidir. Her şey, düşüncelerimiz, duygularımız, kelimelerimiz, birer frekansta titreşir. Müziğin oluşturduğu titreşim, sadece kulaklarımızda değil, tüm varlığımızda hissedilir. Kendimizi yüksek frekanslı müziklerle çevrelediğimizde, zihnimiz daha olumlu düşünceler üretmeye başlar, kararlarımız, tepkilerimiz ve nihayetinde kaderimiz bile bu frekansa uyum sağlar.
Müzik, çoğu zaman dile getiremediğimiz duyguları ifade eder. Bastırılmış korkular, özlemler, sevgiler veya hayal kırıklıkları, bir şarkının sözlerinde ya da melodisinde karşılık bulduğunda yüzeye çıkar. Bu da bir tür duygusal temizliktir. Bir şarkı gözyaşına sebep oluyorsa, o gözyaşı aslında iyileşmeye sebep olabilir.
Müzik bir dönemin hatırasıdır, kimileri geleceğin hayalidir. Ancak her biri bilinçaltını kodlayan bir araçtır. Bu yüzden müzik dinlerken ne hissettiğini gözlemle, çünkü bilinçaltın o an programlanıyor olabilir.
Müziği bilinçli seçen insan tinini bilinçli bir şekilde şekillendir. Ritim duyuncun frekansını evrenin frekansı ile uyumlu halde olması demektir. Evren ile aynı anda aynı duyguda konuşmak titreşim uyumlu halde enerji alış verişi yapıyor demektir.
Kendimize müzik konusunda şunları sormamız gerekir.
✓ Dinlediğim müzik bizi nasıl hissettiriyor?
✓ Müziğe neden bu kadar bağlıyız? Veya müziğe neden insan tini ihtiyaç duyar.
✓ Müzik seçimlerimiz, hayatımızdaki hangi duygusal döngüyü besliyor
olabilir?
▪️ Önder Karaçay ▪️
* İdeal Benlik: Şahsi çıkara yenik düşmemiş genel yararı öncelikleyen anlayışa ideal benlik denir.
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 15.10.2025 20:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
▪️♾️▪️▪️TÜRK ▪️▪️♾️▪️
Müziğin terapi yanını az, çok biliyordum ama yazı
Farklı, okunmasında yarar var diyorum...
Tebrikler Önder Kardeşim..
TÜM YORUMLAR (1)