İyi ki vatanımız var Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1276

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

İyi ki vatanımız var

sabah uyanmışım ki gök dalgasız
deniz bulutsuz
esmeyen rüzgarlar doldurmuş yüreğimi
her biri başka melodi
her bir başka hasret
üşüdü en ücrası
öyle çok üşüdüm ki

sık yapmadığım bir şey
haberleri seyrediyorum
son dakika haberlerini
türkiye 17 nisana kadar uçuşları kapatmış
korkuyor muyum
endişeye mi kapılıyorum
hastalık içgüdüsü mü ne
bilmem..
o zamana kadar olmayan bir panik kaplıyor beni

neden geçmez olur artık saatler
dört duvar dolusu kurşun akmış kulaklarıma sanki
o kadar bir şey ki
duymak istemiyorum
sadece cevabını bulamadığım
bir soru kalmış aklımda
peki neden hala gitmiyorsun

*
gurbetteyiz uzaktayız
gönül bağı ile bağlı olduklarımız dışında
burada kimsemiz yok
yoğun bir duygusallık sarmalındayım
ilk kez gurbetlik hissine bürünüyor içim

binlerce ölü hatıradan damlayan
deniz mavisi gözyaşlarında
keşfedilmemiş hasret buharı
martı çığlığı
vapur sesine yakalanırcasına
gözlerim gidilmemiş bir ülke arıyor

şimdi ne yapmalıyım telaşı
birazda heyecanı
biletlere bakıyoruz
gece türkiye’ye giden bir uçak varmış
boş yerde mevcutmuş
Rabbim yine bir çıkış yolu göstermişti
binlerce şükür

*

bir taraftan tedirginlik
bir taraftan acelecilik
hızlıca havaalanındayız
her şey şimdiye kadar çok normal
gümrükten de geçince
rahatlamam lazımken
yüreğim gümbür gümbür
nedense…

bütün kıyılar..., bütün denizler
hırçın dalgalar olup üstüme geliyor
soğuk rüzgarların nal sesleri
öpüyor ayak izlerini vatan sevdamın
söndürüyor yürek ateşini

bekliyoruz,
uçuşa daha var
erken gelmişiz
beklemeye devam
dakikalar ,saatler çok uzun
her bekleyiş gibi

gelen giden uçakta yok bu arada
huzursuzluk başlıyor yolcularda
her kafadan bir ses
kaç saat geçti normal uçuş saatinden
gelen uçak yok hala
Allah’tan çocuklar oturaklarda yorgunluktan
uyuyakalmış

bu gece
dinlemeliler sadece
öncesiz meçhul bir öykünün perdesini aralayıp
sanki içeriye gizlice
çığlıksız sesiyle
bir masal kuşu girmiş
düş seanslarından habersizce
uyumalılar

haydi gidin çocuklar
yıldızlar size gelmezse eğer
siz onlara gidin
bir sihirli halı misali
çıktığınız kerevetin üstünde
yıldızlardan yıldızlara atlayıp
girin memleketimin bütün kapılarından içeri
beraberce
el ele … kahkahalar atarak

*
bir başka planımızda yok
sadece yurda dönmek istiyoruz o kadar
maskeli insanlar var bekleyenler arasında
uçak geliyor sonunda
ahalinin o anki mutluluklarını sanırım hiç unutmayacağım
birbirlerine öncelik vermelerini de
zor zamanlarda bile gösterdikleri erdem diye
kodlayacağım zihnimde ki raflara

uçaktayız işte
ben tek oturuyorum
çocuklar arkada
bir bilgilendirme formu dağıtıyorlar
prosedür gereği form türkçe hazırlanmış
o atmosferde
lahuti bir sıcaklık kaplıyor bedenimi

avucuma inci tanesi gibi dökülecek yıldızlar
yakamozlarla sarılacağım sanki
gözlerden uzak memleket sevdalı yüreğim
istiridye olup kapanacak
hayallere dalacağım sanki

*

kalem yok yanımda
çantamda hep bir kalem bulundururdum aslında
kalemim şimdi neden yok sorusu meşgul ediyor beni
o kadar tedirgin olmuştum ki
hiç fark etmemişim
ilk defa gözyaşları ile dolduruyordum
bir formu
bir taraftan da yanımdakilere
belli etmeme çabasındayım

ellerim neden bu kadar soğuk
bilmiyorum sebebini
kimlik ,iletişim bilgilerim isteniyor
ve ikamet adresim
adresimi bilmiyorum

ne yazacağım diye düşünürken
çocukken köyümüze gelen mektupların üzerine
falancanın eliyle
ibaresinin yazıldığı aklıma geliyor
tam öyle değilse de
tuhaf bir adres yazıyorum parantez içinde
caminin karşısında…

inişte istanbul yazısını görünce
ana kucağı gibi sımsıcak bir duygu düşüyor bağrıma
herkes alkış tutarken
ben hamd derdindeyim
ne olacaksa olsun şimdi
memleketimin havası tüm havamızı anında değiştiriyor

merhaba çocukluğumun şehri
istanbulum
seni içimden kanatlanan fırtına kuşlarına emanet ediyorum
sana göklerden bakıyorum
yüreğimdeki seni seyrediyorum
haydi canımın içi
şimdi
sımsıkı sarıl bana
sarıl bana

güneşli bir bahar sabahı hoş geldiniz
iyi ki geldiniz, der gibi
karşılıyor bizi anavatanım
bir de istanbul’un kokusu eklenince
sormayın gitsin
keyfimize

*
yıllardır
annemin oğlum sesini duymayı bekledim hep
her rüzgar alev olup esti
sinemin bütün yönleri yangın yerine dönüştü

nihayet evdeyiz
telefon yine mesajla dolmuş
sağ olsunlar
salgından dolayı devletimizin uyarılarını emir telakki edip
kendimizi eve kapatıp kimseyle görüşmüyoruz
evde karantinadayız

artık hoş geldin beş gittin yok
gelip gitmek yok
yapacak çok iş var
okunacak bir çok kitap
çocuklarla oynanacak bir çok oyun
zaten nicedir şöyle doya doya
birlikte olmaya hasretiz

*
beşinci günde bir telefon geliyor
arayan bir doktor hanım
uçakta doldurduğumuz form ellerine ulaşmış
iyi olup olmadığımızı soruyor
doktorun sadece ilk cümlesini duyabildim
ve sonra
hüngür hüngür ağlamaya başladım

o an aidiyet duygusunun tesiri altındaydım
ne kadar güçlü bir duyguydu o
adeta farklı bir boyuttu
hiçbir şey duymuyordum
tam olarak nasıl bir his olduğunu anlatamayacağım
sanırım.
telefonu kapatıp kapatmadığımı
ya da kapatırken
hoşça kal deyip demediğimi bile
hatırlamıyorum

sonbaharın sesini taşıyan
göç mevsimiydi üstelik
ne göz yaşı kalırdı tek başına
ne de ağlanan zamanlar
yani diyeceğim o ki
o benim saklı halim
sıcaklığım kadar
üşümelerim kadar

*
yahu devlet dediğin bunun için var
tabii ki vatandaşına hizmet edecek
ne var bunda ağlanacak değil mi
değil kardeşim değil
hayır öyle değil işte
o iş öyle değil işte

Allah devletimize zeval vermesin
tüm hücrelerime nüfuz ediyor memleket hissi
tarifi imkansız duygulara sürüklüyor
zaten var olduğumuz köklerimize
daha da bağlıyor beni

iyi ki gelecek yerimiz var
iyi ki vatanımız var
iyi ki devletimiz sağ
iyi ki milletimiz salim
iyi ki buradayız
iyi ki..
bütün iyi kilere
hamdolsun
şükürler olsun

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 19.12.2022 16:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan