-Giriş-
Günaydın!
iyi ki geldiniz,
yoksa pencerelerde,
hep sizi arayacaktı gözlerim.
Bu terminal şu boş koltuklar
ve elinizdeki mavi bilet,
gideceğinizin belirtileri.
Ellerim boşlukta:
Sabit bakışlarla,
yine aynı yerde aynı saat,
bekleyeceğim sizi,
Günaydın!
ve güle güle
—I-
Gecenin bilmem hangi
elverişsiz saatinde,
gözlerim karanlıkla konuşurken;
siz ve kara gözleriniz,
karanlığa inat,
yollardaydınız.
Sebebini bilemedim cesaretinizin.
Yalnızlığın hangi demindeydiniz?
Görmediniz yanaklarımın,
sizin için ıslandığını.
Çiğneyip geçtiniz,
-kim bilir kaç kişinin-
umarsızca ezdiği kaldırımları.
Tereddütlerimi sunamadım size,
başınız ayakuçlarınızdaydı,
suskundu çaresizdi,
siz ve gölgeniz.
—II-
Adınızı hiç soramadım,
tarifinizi yapamadım hayallerime.
Her tatil dönüşünde;
sabitleşmiş rakamların gecelerinde,
geçen yıl bu gece,
siz ve gölgeniz,
sessizce geçip gittiniz.
Yalnızca hatıralar anımsatıyor sizi,
Gözlerim kaldırımlarda;
yüreğim dualarla,
yılı farklı gecesi bir,
sizi bekliyorum.
Bir sağanakta izlerini kaybettiğim siz;
ne zaman gelirsiniz bilmiyorum.
Esrik ışıklarını alıyorum güneşin
ve göz açmak mümkünse;
kâbusların ardından,
gölgenizi arıyorum.
Evimin keşfedilmemiş köşelerinde.
Siz ve yüreğiniz,
toprağın suyu beklemesi gibi;
mahzun fakat inatçı,
bekliyorsunuz.
Kekelemelerin ardından,
konuşamayacağım kadar,
uzaksınız bana.
—III-
Birazdan lambaları yanacak,
sokakların.
Gün aynı, ay aynı, yıl gelecek.
Ve geçmişten,
bir siz eksik bir de seneler.
Haberi yoksa mumların sizden,
onlarda yanar sokak lambaları gibi,
Bilmez ki aydınlığı yaşayan:
Size vurulmanın sevincini...
Kapat gözlerimi ellerim.
Hoş geldiniz siz ve gölgeniz
—Sonuç-
Tarifsizliğin neticesinde;
-ortalama bir ömür- aradım sizi.
Ellerim boş,
yanaklarım ıslak,
çevirdim yalnızlığa adımlarımı.
Bir dahaki yıl,
sizi kaldırımlarda,
yürür bulmak ümidiyle,
uğramadım o mahalleye,
fakat siz ve gölgeniz,
adım atmadınız yalnızlığıma,
Şimdi aylardan ne bilmiyorum.
Siz ve eşiniz; kaldırımları,
gözlerimin içine basa basa,
geçip gittiniz.
Söylemekten aciz birkaç kelimemi,
yutkundum içimde,
Günaydın!
İyi ki geldiniz,
yoksa pencerelerde,
hep sizi arayacaktı gözlerim.
Günaydın!
Ve güle güle...
Kayıt Tarihi : 9.4.2007 10:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hatice Kuru](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/09/iyi-ki-geldiniz.jpg)
elverişsiz saatinde,
gözlerim karanlıkla konuşurken;
siz ve kara gözleriniz,
karanlığa inat,
yollardaydınız.
Sebebini bilemedim cesaretinizin.
Yalnızlığın hangi demindeydiniz?
Görmediniz yanaklarımın,
sizin için ıslandığını.
Çiğneyip geçtiniz,
-kim bilir kaç kişinin-
umarsızca ezdiği kaldırımları.
Tereddütlerimi sunamadım size,
başınız ayakuçlarınızdaydı,
suskundu çaresizdi,
siz ve gölgeniz.
Kutlarım sizi sayın şairim, şiirlerinizi bizimle paylaştığınız için.ilhamınız daim olsun.
TÜM YORUMLAR (1)