.
ve sevgili nora, anlaşılır bir veda ile gözlerimizi yıkadık dün gece.
deniz yıkandı eskiden kalma sesinle. kulağın çınladı mı bilmem.
senden bahsettik limandaki küçük çayhanede. ağır bir şarkı gibi
yazılmamış mektup gibi, öpüp gözlerini, kapattık mum kokulu
zarfı.
ve sevgili nora, yarım adanın yarım kaderi gibi, su eliyle taş topladık
mum yakıp kafa çektiğimiz plajdan. şimdi büyümüşsündür. artık adına
ne şiir yazan ne şarkı söyleyen vardır. annemin dokuttuğu kilim üstünde
ninniler söylerdim sana hatırlarsan. birkaç şarkı, en sevdiğin
“destinaydı” hani. bana benziyor kaderi derdin, içli kızmış keşke
tanışsam derdinde, gülerdim. o da senin gibi bir yazıda ismi geçen biri,
şairi üstelik bir kadın demiştimde. “kadın kadına şiir yazar mı ya” demiştin.
yazar sevgili nora, sen yarımadaya küstükten sonra sahil yoluna beton
taş karışımı kordon yaptılar sonra. çok değişti sahil keşke görseydin.
yemek yediğimiz meydandaki lokantada çalışan bekir’i gördüm sonra.
seni sormadı. hani o da sevmezdi patlıcanı, yemek içinde soğanı. bir
keresinde ne kadar benziyor huylarınız demiştim de sizi öyle sardırmışken
bari siz evlenin demiştim. küsmüştün bana. gelmemiştin ertesi gün plaja.
sonra akşam bir çiçekle almıştım gönlünü avuçlarıma. bekir şimdilerde
takıcı sergilerinin oradaki türkmen lokantasında. beni tanıdı fakat
seni sormadı. uzun saçlı küçük türkmen kızıda evlenmiş. üstelik ankara’ya
gelin gelmiş, hemşehrimiz olmuş ne güzel değil mi. küçük kızları da büyümüş.
çevirmişler açık bahçeyi, pencere eklemişler. ben beğendim işte
yine kalamar yedik arkadaşla senin hatırına, bir tek attık sonra.
tadı o günler halâ. özlemişim seni nora, kurtulursan başı bela
yollardan bir gün uğra bana, sesin gibi yüzünde kayboluyor
aklımda, okursan bir gün bu yazıyı, dalga geçip yaşlılıktan
deme sakın. tuttuğum gibi atarım denizin ortasına valla.
hem kurtarmamda, acındırık yapıp ağlarsın sonra.
evet sevgili nora, bu yaz sıcağında unutmadım seni satırlarımda, bir gün
dönersen uğra sayfalarıma, senden izler öyle güzel kalmış ki aklımda.
gözlerin güzel bir mavi yarımadada halâ.
adına şiirler yazılır karanlıkta
şarkılar söylenir ahşap masalarda
iç çekilir karanlığa
birkaç liman kuşu
acemi balıkçı çocuklar
ve küçük kadınla
sana yıldızlar topladık
kaydırdık deniz üstünde
turkuaz yollara
güncenin son yerinde
alnından öpüp
utanmayı da bırakıp
bir gül bıraktık aynaya
örtme üstünü
uyurken utanma nora
inan bakmayacağız sana
iyi geceler nora …
25 08 2006 / dadya
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 28.8.2006 23:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zafer Zengin Etnika](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/28/iyi-geceler-nora-dadya-hatiralari.jpg)
tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)