Filistin davam, davasıydı İbrahim'in,
Cihan savaşlarının mezaliminden beri Kudüs,
en dik, şerefli ve vakur şehridir arzın, seccadesi sündüs...
Gün doğumunda toplanmış Filistin kekiği gibi
buram buram kokusu gelirdi ezelden, giderdi ebede.
Bir gelin duvağı gibi
nazlı ve bakir meltemine verirdi göğsünü el Halil'in...
Çocuktan yıldızlar kayar gök kubbende şehadete.
Kanunsuz suç, kanunsuz en ağır ceza;
Aç ve susuz, ötelenen ve dövülen, ezilen postallarla
Onlar hakları kafeslerde ve özgürlükleri cenderede çocuklardı dünyada...
Oysa bu topraklarda bir çocuk bin Kudüs'tü Allah katında...
Savaş meydanlarda, dağ gibi askerlerle, mertçe yapılır derdi babam,
Hani ordu, hani meydan, hani dağ gibi asker,
Şimdi işgal ile sahte iktidarların (!) ödü kopmuş canileri savaşıyor,
Kudüs'ün çocuktan ordularıyla...
Ey insanlık, elinin kalbinin üstüne koy ve söyle,
Muhammed'in emaneti şimdi ne halde?
Bunlar zulmü atalarından miras mı aldılar ne?
Eşiğinde zalim halkların çizmeleri,
adeta tarihi ezer gibi yürümekte..
El Aksâ’nın kandilleri gibi yanmakta titrek,
bu akşam gök kubbende hilalin,
kederden mi, neden, bakışların solgun ve derin?..
Üzülme sakın!
Ey asırlardır umudu besleyen şehir, korkuyu korkutan...
Sen ki anasısın kadim medeniyetlerin,
gücü; sensin aşkın ile hemhal olan medenî Filistinlilerin,
Kederlenme sakın!
Ezelde yazıldı kader bir kere; Kudüs "zaferidir ümmetin",
ebedi ve dehşetli makberidir aslından bihaberlerin,
çocukları; peygamber kokulu güllerin...
Kayıt Tarihi : 16.5.2021 11:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)