İsyan Saati Şiiri - Haydar Güner

Haydar Güner
186

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

İsyan Saati

Kaç saat oldu
Bu ülkenin kalbinde yanıyoruz
Toprak, kurşun yutmuş bir dil gibi
Konuşmuyor artık

Ve biz hâlâ
Aynı cümlede mahsuruz:
“Bu da geçer.”
Geçmedi!

Hangi pusulada yazıyor,
bu kadar susmanın adı “yaşamak”?
Sahi, hangi coğrafyada
direnmeyen bir halk yaşamış sayılır?

Bize çizilen kader değil,
kapatılan cümle sonlarıydı.
Ama biz,
her defasında,
yeni bir şiirle devam ettik hayata...

Ben sana türkü söyleyeyim mi?
Yasaklanmış ninnilerden,
zulümle beslenmiş topraklarda,
umutla yeşeren çocuklar adına...

Ben sana türkü söyleyeyim mi?
İsmi bilinmeyen mezarlarda,
adı anılmayan bedenler için
ve hâlâ sesini arayan
annelerin yüreği için...

Kırıldıysa sesimiz,
bil ki yankı çoğalır dağların yamaçlarında.
Çünkü sustukça büyür feryat
ve bastıkça toprağa,
fışkırır inadına
kızıl bir başak gibi

Her kelimesi devrim,
her hecesi kavga,
bir şiir gibi yeşerir isyan.

Sürgün her şehirde.
İsyan saatini kurarız.
Bir el diğerine kavuşur,
bir bakış direnişe evrilir,
kalem barikat olur,
dizelerimiz molotof gibi
zulme atılır

Ve bir gün —
Saat tam 05:00
Gecenin en derin, en karanlık yerinde,
bir çığlık yükselir:
“Artık Yeter!”

Çünkü bir gün,
adalet de uyanmak zorunda!

Ve biz o gün,
ranzamızdan değil,
yüreğimizden kalkarız ayağa...

Haydar Güner
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 10:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!