İsyan Etmişim Şiiri - Mevlana Celaleddin ...

Mevlana Celaleddin Rumi
87

ŞİİR


1049

TAKİPÇİ

İsyan Etmişim

Aya öfkelenmişim ben,
işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
çırılçıplak bir yoksul olmuşum.

Güzeller sıltanı gel demiş,
evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.

Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah'a da kızmışım ben.

Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.

Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.

Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim,
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.

Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim için hiç bir şey umurumda değil.

Mevlana Celaleddin Rumi
Kayıt Tarihi : 2.2.2001 11:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Tevfik Eltas
    Mehmet Tevfik Eltas

    Mıknatısa demir olan mıknatısın çekim alanından kurtulamaz.
    Bu şiirde isyanın zirvesini görmekteyiz.
    Ancak bu isyan sevgiliyi inkar değildir.
    Sadece sevgiliden bunalmışlığının bir yansımasıdır.
    Zira yaşanılan tecelliler yaşayana kefen giydirmiş, yaşarken öldürmüştür.
    Bu yüzden mıknatısın çekim alanından kurtulmak için isyanının ayak sesiyle saman olmuştur.
    Söz konusu bu isyan sadece aşığın maşuğa isyanından doğan duru bir cilvedir.
    Zira saman olduğunda mıknatıs onu çekemeyecektir. Maşuğunun yada girdabının yada mıknatısının etki alanından uzaklaşmış olacaktır.
    Aşk, yaşayanı hem öldürür hem de diriltir.
    Öldürürken cilveden isyanlara, diriltirken yeniden aşklara gebedir.

    Tasavvuf öğretisinin, aşkın sultanını rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

    Cevap Yaz
  • Ümit Duysak
    Ümit Duysak

    Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 47 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir.

    Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
    Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
    Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.

    Manası şudur:
    O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
    Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.

    Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.

    Cevap Yaz
  • Şefika Vural
    Şefika Vural

    Hz.Mevlana bu şiiri Şems'i kaybetmesi üzerine yazmış. "Bir tek Allah'a isyan ettim, bu söze dayanamazsın. Çünkü suyun dışındasın. Şems'e benzediği için ben Şems'e isyan ettim."

    Cevap Yaz
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    Mevlana'nın eserlerini yorumlayacak makama eremedik henüz :)

    Cevap Yaz
  • Cemal Gencerler
    Cemal Gencerler

    nacizane bence; hz.Mevlanamız, hiçlik ile HEP'liğin en güzel köprüsüydü ve Vahdet-i vucut sarhoşluğundayken bu şiiri terennüm etti,çünkü enel HAK dedi mansur el hallaç, muhiddin ibni arabi hz.de kainatta her zerre ve kürrede görenin gösterenin yegane var olanın RABB olduğunu anlattı hep kitaplarında, yorumlarımız ise bizim eksik anlayışımızda, saygılarımla....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Mevlana Celaleddin Rumi