öylesine bir buhranla cebelleşiyorum
bütün uçurtmalarım paramparça
mart ayazına uğramışlar sanki
bir bozgunun alaca karanlığında
son hüması senelerce
çizik çizik ruhum soluk desenlerce
aynaya her bakışımda
alnıma çizilen bir resim görüyorum
saçlarımdan tutuyor rüzgar
çarmıha geriliyorum
salınıyorum kör kuyulara
suretimin şekli yağmalanıyor sabahı beklerken
akseden renkler gidiyor mana mana aynalardan
ışığı kurumuş yıldızlar kırık camlarda
göçüyor yavaş yavaş yankıyan ahenkleri
çekilip gidiyor göklere gerisin geri
hep aynı nakaratlara maruzum
kaç kez hıçkırıkları çoğalıyor sazendelerimin
kırık mızrapları kalıyor ardınca
bozguna uğramış nağmeler kalıyor
kör düğümlere tutsak ahlar kalıyor
ecelsiz serüvenler kalıyor
her dolunay gecesi içimde büyüyor bir ses
o sese bırakıyorum kendimi
benliğim yağmalanıyor
bir çolpan ışıl ışıl dudağıyla dokunuyor alnıma
dönüyor zeminler
yanıyor felekler
mistik desenler serpiliyor çil çil
damla damla düşüyor kaldırımlara
istila ediliyor şehrim
akın akın iniyorlar
hücum üstüne hücum
dalga üstüne dalga
kalemin kapısı kırıldı kaç kez
ne yıkımlar gördüm
ne zelzeleler yığıldı üstüme
hep bir var oluş
hep bir yokluk hissi
mağlubiyetler alın yazısınca
boz bulanık sellerden yağmurlara
sabahın ufkundan akşamın göğsüne
dudağı çatlamış susuzlar gibi
aşka dudak değdiriyorum
gurbetler sılaya dönüşüyor
göğsümde bir can pıhtısı
mef’ulu bir miras bana
bir hatıra
halden hale giriyorum
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 11.10.2021 17:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!